MENÜ
İzmir 22°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR 
Selma Artar
YAZARLAR
7 Haziran 2022 Salı

HAZİRANDA ÖLMEK ZOR 

“Gece leylâk ve tomurcuk kokuyor

Bir basın işçisiyim

Elim yüzüm, üstüm başım gazete

Geçsem de gölgesinden tankların, tomsonların

Şuramda bir çalıkuşu ötüyor

uy anam anam

Haziranda ölmek zor!”

H. HÜSEYİN KORKMAZGİL

 

Bu memlekette yaz mevsimi şiir, edebiyat ve sanat coğrafyasının hüznüyle başlar, her yıl daha da ağırlaşır bu Haziran’da ölmeler...

 

Öyle çok, öyle ağır ki kayıplar; edebiyatın çınarları hep Haziran’da devrilmiştir, edebiyatta hazan Haziran’da başlamıştır...

 

Çünkü Haziran, güçlü kalemlerin göçüdür adeta. Ahmet Arif, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Ahmet Haşim, Cahit Irgat, Cahit Zarifoğlu, Cengiz Aytmatov, Cemil Meriç, Peyami Safa, Cahit Külebi, Hasan İzzettin Dinamo, Ahmet Muhip Dıranas, İlhan Selçuk, Yaşar Nuri Öztürk, Cemil Gezmiş, Ahmet Muhip Dıranas, Kazım Koyuncu, Yunus Nadi ve daha niceleri...

 

Hepsi birbirinden değerli, hepsi koca koca yürekli şair, yazar ve sanatçı...

 

Şairler, yazarlar ve sanatçılar ölmez aslında şiirleriyle, eserleriyle yaşarlar... 

Sanatın ve edebiyatın özellikle de toplumcu sanatın ve edebiyatın; gücü, kitleleri etkileyişi ve duyguları harekete geçirişi yadsınamaz. Bu yüzden hep yasaklılar listesindedirler.

 

 

12 Eylül darbesinden sonra yasaklı kitaplar listesinde yerini alan Orhan Kemal mesela, safı bellidir. İşçinin-emekçinin yanındadır. 

Eserlerinde; Çukurova’nın katı gerçeklerini, toprak paylaşım kavgasını, emekçilerin alın terini çalanları, yorgunluktan bacağını patoza kaptıranları, sıtmadan zangır zangır titreyenleri, işsizliği, açlığı, İstanbul’un kenar mahallelerinde yaşayanları, Beyoğlu’nun arka sokaklarında gençliğini harcayanları, sokak çocuklarını, fabrika işçilerinin dünyasını anlatmıştır. 12 Eylül’de de baskı altına alınmak istenen tam da anlattığı işçi sınıfının kendisidir.

Askerliğini yaparken “Maksim Gorki ve Nazım Hikmet kitapları okumak” suçundan Bursa cezaevine girer. Kitaplarını okuduğu için  girdiği cezaevinde Dünya Şairimiz Nazım Hikmet’le tanışırlar. Yani hem şair hem de okuru cezaevindedir. 

 

Bir Ömre Sığmayan Şairdir Nazım...

Dünyayı biçimlendirmek için yazdı, ozanca başkaldırdı.

Şiirlerinde; gündüzleri sömürülmeyen, geceleri aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri için mücadele eden, beklenen haklı günleri, güzel günleri elleriyle yaratacak olan işçi sınıfını yazmış, ekmek, pirinç, şeker, kumaş ve kitabın herkese yeteceğini, büyük insanlığın umudu olduğunu ve umutsuz yaşanmayacağını, paranın padişahlığını, hayatı üreten ve yaratanlara selam göndermişti.

 

Elbette bedeli çok ağır oldu. 

Baskılar, kaçak göçek hayatlar, yasaklar, uzun hapis yılları, memleketten uzakta, memleketine, memleketinin insanlarına hasret kalbine yenik düştü Mavi Gözlü Devimiz, Nazımımız...

 

Nazım, nasıl Dünya şairimizse; Ahmed Arif, buram buram Anadolu’muzdur...

Dağların şairidir, halkın sesidir.

Şiirlerine; dağlarına bahar gelmiş memleketinin, domdom kurşunuyla sorgusuz sualsiz kurşuna dizilenlerin, doğduğunda töremiz böyle diye üç gün aç bırakılanların sesini soluğunu katmıştır. 

Yaşamı boyunca ezilenin, güçsüzün yanında durmuş, memleketlileri sömürülmesin, öldürülmesin diye yazmış, ömrünün en güzel yıllarını, çeyrek ekmek verilen parmaklıklar ardında geçirmiş,  “Otuzüç Kurşun” şiiri yüzünden mapushanede dövülerek çöplüğe atılmıştır.

 

“Bir Nazım sarhoşuyum. Ezbere canımı verebilirim.” dediği Nazım Hikmet gibi o da kalbine yenik düştü.

 

“Birbirimizi anlamamız için, aynı dili konuşmamıza gerek yok, ezildikten sonra, hepimiz aynı şarabız.” diyen Kazım Koyuncu, kalbine değil kansere yenik düştü yine bir Haziran ayında. İnsanlık tarihinin en büyük nükleer faciası Çernobil’den etkilenen insanlar arasındaydı ve 33 yaşında gencecik yaşamına veda etti. Müziğinde olduğu gibi normal yaşantısında da devrimci bir ruha sahip olan Kâzım Koyuncu, çevre sorunlarına duyarlı olmuş, Karadeniz Sahil Yolu inşaatına karşı Rize ilinin Fındıklı ilçesinde düzenlenen eylemlere destekte bulunmuş, doğaya karşı olan ne varsa hepsiyle mücadele etmiştir.

 

Ezcümle bu memlekette yaz mevsimi Haziran’ın hüznüyle başlar ve her yıl daha da ağırlaşır “Gezi Olayları’nda” ölen Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan ve niceleri gibi...

 

Haziran'da  ölmek gerçekten zor dostlar…

Onlar bugün de şiirleriyle umudun, barışın, direncin sesi olarak yaşamaya devam ediyorlar.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme