Alaçatı Ot Festivali’nde gezip tozup, eğlenmek, Çeşme’ye has ürünleri ve otları tanıtmak, para kazanmak güzel de böyle giderse korkarım festivallerde ne tanıtılacak ne de tadılacak ot kalacak!
Çünkü Çeşme’de; Aya Yorgi, Altınkum, Paşalimanı, Mersin Koyu, Alaçatı Sulak Alan başta olmak üzere pek çok doğal yaşam alanı, azgın beton sermayesinin saldırısı altında ve çok çok üzülerek söylüyorum bazı istisnaların dışında Çeşme halkından tepki yok.
Özellikle son iki yıldır yetkili Bakanlıklar tarafından “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” sınırları genişletilmekte, sit alanlarındaki koruma statüleri düşürülmekte, çoğunluk mülkiyeti kamuya yani hazineye ait olan arazileri, babaların malları gibi mera, zeytinlik, tarım arazisi, doğa, ekolojik sistem demeden masa başında, harita üzerinde karar verip Çeşme’yi parsel parsel talan etmekteler.
Bir de bu söz konusu talan projelerini meşrulaştırmak için, sürdürülebilir turizm, istihdam, marka yaratma, değer katma vs. gibi süslü laflarla, sivil toplum kuruluşlarının, odaların, özel şirketlerin ve
çok sayıda üniversitenin onay ve rızası varmış gibi gösterip Çeşme halkını aldatmaya çalışıyorlar.
Çünkü saraya para lazım!
Çünkü haramiler doymuyor!
Çünkü bu iktidarın projeden anladığı tek şey; her yeri ve her şeyi SATMAK!
Sümerbank, Etibank, Şeker Fabrikaları, limanlar, maden alanları
ve daha niceleri...
İktidarın yirmi yıldır sattığı fabrikaları ve kurumları tek tek yazmaya kalksam vakit yetmez.
Bu ülkenin Tank-Palet fabrikası satıldı hem de Katar’a daha ne diyeyim.
İktidar böyle iken muhalefet farklı mı sanki?
Çeşme için ne yazık ki bu sorunun cevabı hayır!
İktidar’ın İstanbul’da yapmak istediği bildiğiniz çılgın bir projesi var; “Kanal İstanbul.”
İstanbul’un CHP’li Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu “Kanal İstanbul” için tavrını net olarak ortaya koydu. “Ya Kanal, Ya İstanbul” dedi ve bu projenin neden yapılmaması gerektiğini ve zararlarını tüm İstanbul halkına anlattı. Bırakın İstanbul’u partili- partisiz tüm Türkiye; “Kanal İstanbul’a Hayır” diye Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tepki yağdırdı, binlerce dava açıldı.
Ülkede güçlü bir duyarlılık oluştu.
Bakıyoruz Çeşme’ye!
Özellikle Çeşme Proje’si konusunda
CHP’li Çeşme Belediye Başkanı ile Kültür ve Turizm Bakanı el ele, yan yana pozlar vermekte gören kırk yıllık dost sanır! Üstelik bir de Çeşme projesine karşı çıkanları “vatan haini” ilan etmez mi!
CHP’si Çeşme İlçe Örgütü, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde
“Kanal İstanbul’a Hayır” diye boy boy pozlar verirken İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak görülen Çeşme Projesi için tık yok. Ne bir imza kampanyası ne bir eylem.
Bilindik bizdense sıkıntı yok tavrı...
Anlaşılan CHP’de hala kafalar karışık ve bir netlik yok, bazı milletvekilleri ve İzmir il başkanı rant ve talan projesi olduğunu kabul ederken, bazıları hala sessiz...
Allah’tan üç beş yurtsever, duyarlı çevreci var da bütün bu talan ve yalan projeler için, kendi kısıtlı imkanlarıyla, aralarında topladıkları paraları kullanarak açtıkları davalar, yaptıkları suç duyurusu yoluyla talan projelerini durdurmaya çalışıyorlar.
İyi ki varlar
Bir kaç yıl önce gözü dönmüş sermaye sahiplerinden bazıları Çeşme’nin en verimli tarım alanlarından olan Ovacık için JES (Jeotermal Enerji Santralleri) yapacağız diye tutturmuştu, dava, bilirkişi incelemesi derken zor kurtardık Ovacık’ın Kavun ve Enginar tarlalarını. Yakın zamanda ise Ovacık ve Musalla Mahallesi’nde yer alan 4 adet RES inşaatının durdurulması mücadelesi verilmiş, açılan dava iptal kararı ile sonuçlanmasına rağmen, RES inşaatlarını mühürlemesi gereken Çeşme Belediyesi’nin ihmali sebebiyle maalesef RES’ler hala hukuka aykırı olarak dönmekte.
Son olarak Çeşme Projesi için aynı yurtsever ve duyarlı çevreci vatandaşlar, yine bu projenin durdurulması için davalar açtı, kamuoyu yarattı ve iki yıl uğraştı.
Nihayet 28 Mart 2022 Pazartesi günü, Çeşme Projesi ile ilgili flaş bilirkişi raporu açıklandı. Raporda; “İmar planlarının, planlama ilkelerine ve kamu yaranına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Biz başından beri hep söylüyorduk zaten, bu projenin Çeşme halkına bir yararı olmadığını...
Neyse ki hala işini ve mesleğini namusuyla yapan bilirkişiler ve hakimler var Ülkemizde.
Aslına bakarsanız, bu projeyi gerçekleştirmeye, ne iktidarın ne de yereldeki küçük ortaklarının siyasi ömürleri yetmeyecekti ya neyse, bilirkişiler zaten noktayı koymuş.
Lakin Çeşme Ege’nin bir incisi olarak parıldamaya devam ettikçe doymak bilmez haramilerin her zaman ağzını sulandıracağı muhakkaktır.
Bu bakımdan Çeşme Halkı, Çeşme’yi gerçekten seviyor ve korumak istiyorsa -Kuşadası’na benzemek istemiyorsa- bir an önce halk olarak kendi gücünün farkına varmalı amasız, fakatsız Çeşme’ye sahip çıkmalıdır.
Misal, ilçeye can suyu olan Alaçatı Ot Festivali’nde Ekrem İmamoğlu ile poz verirken;
“İstanbul’da da, Çeşme’de de Kanal Projelerine, Talan Projelerine Hayır!” diyebilirlerdi.
Aksi takdirde mücadele edilmediği, tepki gösterilmediği için üzülerek söylüyorum ki Çeşme’de
ne toplayacak ne tanıtılacak ne de tadılacak ot ve bu otları yetiştirecek toprak kalmayacak.
Ezcümle; direnen kazanıyor, BU MEMLEKET BİZİM.