"Acı haber tez yayılır" derler ya; öyle oldu!
Tiyatromuzun unutulmaz isimlerinden, Ankara Sanat Tiyatrosu'nun bir döneme damgasını vurduğu günlerde tanıdığım Şener Ağabeyi (Kökkaya) yitirmişiz...
İnsanın içine bir acı oturuyor bu tür haberler ulaştığında...
Şimdi anılar içinde yer alan yaşanmışlıklar beliriyor; bir film şeridi gibi geçiyor gözünüzün önünden...
Unutulmaz oyunlar...
Kahkahalarla geçen günler, saatler...
Sabahın ilk ışıklarına varan sohbetler...
AST sayesinde 1970'li yılların ortasında tanıdım...
İsmet Küntay'ın yazdığı, Rutkay Aziz'in yönetttiği 403. Kilometre oyununu Elhamra Sineması'nda sahneliyorlardı...
Salt Şener Abi değil tabi, o dönemde başlayan birliktelik daha uzun yıllar sürdü özzellikle Rutkay Abi (Aziz), Rana Cabbar, Savaş Yurttaş, Meral Niron Cumhuriyet İzmir Bürosu'nun müdavimleriydiler... Çünkü, Hikmet Çetinkaya ağabeyin yakın dostuydular...
Her İzmir turnelerinde mutlak birlikte olunur; özellikle oyun sonraları kimi zaman Cafe Plaza'da, kimi zaman 2. Kordon'da sabahçı çöp şişçilerde koyu bir sohbet, bitimsiz geceler yaşanırdı...
Şener Abiyle birlikteliğimiz AST'tan ayrılıp Adana'ya yerleştikten sonra aralandı... İzmir'e gelişlerinde mutlak arardı...
Bizim Bab-ı Ali Süleyman Bahadır ile yaz tatillerindeki birlikteliklerinden tanış olduklarını öğrenince, Bab-ı Ali günleri de yaşaık bir süre...
Ve sonrasında oynadığı filmlerde izlemekle yetindik. Güçlü sanatçılığı hep övgümüz oldu...
Birlikteliklerimizde ilginç anılarımız var elbette.
Bence en ilginç ve usumda yer edeni, Cumhuriyet İzmir Bürosu'nun bulunduğu iş merkezinin 3. katında kurduğumuz bir uzun masada saatler ilerledikçe keyifler de hoş olunca oyunlarda seslendirdikleri türküler, marşlar da dile gelirdi... 1978 yılı olmalı... O yıl partiler önseçim yapıyorlar. AP İzmir Milletvekili Cemal Tercan ve ekibi de aynı iş merkezindeki bürolarından önseçimi izliyor, sonuçları toparlıyorlar...
Masa bir anda coştu... Şarkılar, marşlar peşisıra söyleniyor... Ve büyük bir coşkuyla "1 Mayıs" söylenmeye başlanmıştı ki...
Merdivenleri ikişer üçer atlayarak kaçışan partililer, nereye kaçacağını bilemeyip şaşkın şaşkın sağına soluna bakışanlar... Ne olduğunu anlamaya çalışanlar!
Meğer baskına uğradıklarını sanmışlar! Ne garip!
Hayli gülmüş, eğlenmiştik gecenin geriye kalan bölümünde...
Her şey yaşandığıyla kaldı...
Şener Abi de gitti, yüreğimizde iz bırakarak...
Işıklarda uyu yüreği güzel insan...