MENÜ
İzmir 22°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
GÜL GİTTİ, BOZDAĞ GERİ GELDİ
Selma Artar
YAZARLAR
1 Şubat 2022 Salı

GÜL GİTTİ, BOZDAĞ GERİ GELDİ

 

Yıllardır Hukuk Fakültelerinde anlatılan bir hikaye vardır.

1750 yılında, Alman Prusya Kralı  II. Frederick, Berlin yakınlarındaki Potsdam ormanlarında gezinirken, bir değirmenin bulunduğu alçak bir tepe üstünde durur. Manzara çok hoşuna gider ve hava pırıl pırıl ferahtır.

Yanındakilere;

"Yazlık sarayımı buraya yapalım" der, sessiz ve sakin kapanıp okumayı çok seven, kütüphanesiyle ünlü kral...

"Değirmeni hemen satın alın. Yıkın yerine devsarayı yapın" der adamlarına.

Kralın adamları değirmenciye gider ve kralın bu isteğini kendine iletirler.

Değirmenci malını satmak istemez.

Daha sonra, Kral değirmenciyi huzuruna çağırtır. "Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaça satarsınız" diye sorar...

"Yanlış anlamadım efendim. Adamlarınıza da söyledim. Değirmenim satılık değil" der, değirmenci.

"Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim" diye ısrar eder Kral.

Değirmenci direnir.

Sen koskoca Kralsın, paran çok. Git Almanya'nın istediğin yerinde saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım.

Değirmenin bahçesinde dedemim, babamın mezarları var. Ben de ölünce yanlarına gömüleceğim. Burası bizim aile ocağımız. Satılık değil..

Sabrı tükenen ve sinirlenen Kral Frederick ayağa fırlar ve gürler;

Sen benim Prusya Kralı Friedrick olduğumu bilmiyor musun yoksa?

Değirmenci "Senin kral olduğunu biliyorum. Ama ben de bu değirmenin sahibi Sans-Souci'yim."

Kral öfkeden deli gibi olur;

"Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın. Bakalım o zaman ne yapacaksın?"

Değirmenci hiç telaşa düşmez ve tarihe geçecek ve dünyanın her yerinde Adalet'in sloganı olacak o ünlü lafını söyler:

Sen kralsın ama... “Berlin'de hâkimler var!”

Kral, kendi ıslah ettiği adalet sistemine ve o düzenin yargıçlarına halkın nasıl güvendiğini ve mahkemelere kralın bile laf geçiremeyeceğine inandığını anlar ve adamlarına, ayni tarihe geçen sözünü söyler:

“Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, kral bile olsa adaletten üstün değildir.”

Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz.

Kral İkinci Friedrich bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve sarayını hemen onun altına inşa ettirir.

Değirmencinin ismini, Sarayının da adı yapar...

"Sans-Souci Sarayı..."

Saray ve değirmen günümüzde hala bir "Adalet Simgesi" olarak o tepede arka arkaya durur.

Ve ne güzel bir adalet ki... 

Kralın arka bahçesinde bir değirmenci yaşayabiliyor. Bir Kralla, bir değirmenci komşu ve dost oluyor. Hatta sabahları Prusya Kralı II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci ona şöyle sesleniyor;

-Hey Frederick, sımsıcak ekmek yaptım, göndereyim mi?

Prusya Kralı II. Frederick şöyle derdi;

“Adalet her sabah bana, taze ve sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi.”

 

Bu olaydan yüzlerce yıl sonra kendi ülkemize baktığımızda Adalet ne durumda acaba?

Bizler göğsümüzü gere gere;

"Sen Cumhurbaşkanısın ama... Ankara'da da hâkimler var!.." diyebiliyor muyuz?

 

Mesele Eski Adalet Bakanı Abdülhamid Gül’ün gitmesi ya da Bekir Bozdağ’ın tekrar geri gelmesi meselesi değil.

Mesele bu ülkede Adaleti sağlayacak tarafsız, vicdanlı ve cesur yargıçların var olup olmadığı meselesidir. 

Mesele Adaletin terazisinin daima doğru tartma meselesidir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme