Türkiye’de bir süredir Türk lirasının dolar ve euro karşısında hızla değer kaybettiği, enflasyonun yüksek seviyelere çıktığı, buna karşılık faizlerin düşürüldüğü bir para politikası sürdürülüyor. Türk Halkı ise işsizlik, ekonomik sıkıntı ve borçlarıyla boğuşuyor.
Aynı zamanda ekonomist liderimiz, yaptığı açıklamalarda düşük faiz politikasının olumlu sonuçlarının önümüzdeki 6 aylık süreçte alınacağı söylerken, ekonomideki yeni yol haritasının “Çin modeli” olacağını söylüyor.
Peki nedir bu Çin modeli, Türkiye'yi içinde bulunduğu ekonomik çıkmazdan çıkarabilir mi?
Çin Modelinin esası; ucuz iş gücü üzerinden uluslararası rekabet gücünü arttırarak ihraç ürünlerini arttırmak ve gelecek döviz ile açık kapatmak ve büyümeyi sağlamak.
Bunu yaparkende Ülkemizde bulunan Suriyeli ve Afganlardan oluşan ucuz iş gücünü kullanmayı planlıyor olmalı. Şayet emek gücü olarak Türk işçisini düşünüyorsa çok daha ciddi bir problem var demektir.
Ekonomi’de “Çin Modeli” sadece otoriter rejimler altında uygulanabilir modellerdir. Demokrasiden uzak, emeğin örgütlenemediği ve kimsenin hakkını alamadığı bir sistem yaratır. Nüfus hızla yoksullaşır, emekçiler ve bu statüde olan kişiler düşük ücretlere karşı direnemez.
Ekonomistlere göre nüfus yapısı, yönetim şekli, ekonomik dinamikleri, eğitim sistemi ve kültürü tamamen farklı olan Çin'in örnek alınması Türkiye için büyük riskler barındırıyor. Şöyle ki;
1- Çin etkili bir Planlama Teşkilatı kurdu; 7 bölgede planlı kalkınma uyguladı.
2-Yabancı sermayeyi özendirdi ama sektörler ve ortaklık paylarında sınırladı
3-Dev yatırım teşvikleri
4-Hammadde
5-Hukuk güvencesi verdi.
Ancak günde 16 saat karın tokluğuna, ayda 240 $’a köle gibi çalıştırılan, dünyaca ünlü markaların fabrikalarında yatıp kalkan başka da sosyal hayatı olmayan bir işçi sınıfı yaratıldı, yani köle pazarı yaratma modeli.
19 yıldır iktidardasınız,üretimden vazgeçtiniz, kaynakları inşaata aktardınız, betona gömdünüz, fabrikaları, madenleri sattınız.
Üretim bitti, tarım bitti!
Şimdi fakirleşen halka “Çin modeli" deyip, 6 ay sonra rahatlama vaad ederek "hayal tüccarlığı" yapıyorsunuz.
Vaktiyle Temel ile Dursun askere giderler. Her ikiside havacı olur.
Komutanları yanına çağırır.
Yarın paraşütle atlama eğitimi alacaksınız der, yapacaklarını anlatır.
-Atladıktan beş saniye sonra, önce sol ipi çekin, eğer paraşüt açılmazsa sağ ipi çekin açılacaktır, o da açılmazsa, mekanik kolu çekin.
Aşağı inince sizi bir jeep bekliyor olacak, ona binip kışlaya geri dönersiniz der.
Ertesi gün Temel ile Dursun, eğitim için uçağa binerler.
Belli bir süre yükseldikten sonra Komutanları;
Temel atlar peşinden Dursun’da atlar. Sol ipi çekerler paraşüt açılmaz, sağ ipi çekerler paraşüt yine açılmaz, telaş içinde mekanik kolu çekerler o da açılmaz.
Temel, Dursuna havada iken
- Ula Dursun bu komutanın dedigi hiçbir şey doğru çıkmıyor, ister misun jeepte beklemiyor olsun, yandık...
“3Y ile mücadele edeceğiz, yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları bitireceğiz.” diye yola çıktılar.
Avrupa Birliği, ileri demokrasi, yıllık kişi başı gelir 14 bin dolar olacak dediler.
Geldikleri nokta, ucuz iş gücüyle, emekçilere sefalet vaat eden Çin Modeli.
Ayrıca sormazlar mı adama; hani yerli ve milliydik, Çin modeliyle yerli ve millilik mi olur?
Başkanlık Türk tipiyken, Ekonomi neden Çin Modeli diye.