MENÜ
İzmir
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyasi Yaşamım
Ömer Önal
YAZARLAR
22 Mart 2020 Pazar

Siyasi Yaşamım

Yıl 1960, henüz sekiz yaşımdayım, annem bir gün evde otururken “Eyvah! İhtilal oldu.” dedi. Ben anneme bakarak, “Ne ihtilali?” dedim. Annem askerlerin zorla hükümeti devirdiğini anlatmaya çalıştı, zannettim ki ülke yıkıldı. Çocuktum, daha hiçbir şey bilmiyordum. Jandarma karakolu evimizin karşısındaydı, askeri araçlar jandarma karakolunun önünde sıralanmışlar, içinden askerler iniyorlardı. Başlarında rütbeli subaylar, askerlere emir veriyorlardı. Ben evimizin taraçasından (açık balkon) onları izliyordum. Evimizde radyo yoktu. Karşı komşumuz Kunduracı Ahmet Özcan’ın evinde radyo vardı ve yüksek sesle askeri marşlar çalınıyor, sokağa çıkma yasağı açıklanıyordu. Ben annemin yanında saklanıyor ve başımıza ne gelecek diye bekliyordum.

 

Ertesi gün dayımlar geldiler evimize, Adnan Menderes’ten bahsediyorlardı. “Adama yazık oldu.” gibi sözler söylüyorlardı. Annem sadece dinliyordu kardeşlerini. Arada bir bana doğru da bakıyordu. Meğer Adnan Menderes ülkemizin başbakanı olduğundan ve devleti güzel yönetemediğinden, ordu onu Yassıada’ya göndermişti.

 

Dayılarım sonraki gecelerde radyodan Yassıada mahkemelerini dinlediklerini hatırlıyorum.

 

Birkaç hafta sonra sokağa çıkmıştım. Eski Elektrik Santrali önünde mahalle komşularımız toplanmışlar, sohbet ediyorlardı, ben de onların aralarına katıldım, Rahmetli Kunduracı Ahmet Özcan’ın ortanca oğlu Yavuz, küçük oğlu Yılmaz, Rahmetli Rahmi Güner’in oğlu Gürcan, ben de aralarında onları dinliyordum. Yavuz ile kardeşi, İsmet İnönü’yü methediyordu; Gürcan Güner ise Adnan Menderes’i savunuyordu. Ben sadece dinliyordum. Bir ara Yılmaz yanında gazeteden kesilmiş Adnan Menderes’in fotoğrafını çıkardı ve fotoğrafı yırtmaya başladı. Gürcan, birden “Neden yırtıyorsun başbakanımızın resmini?” diyerek Yılmazın üzerine saldırdı ve boğazına sıktı. Ağabeyi Yavuz da kardeşini kurtarmak için Gürcan’ın ellerinden tutarak ayırmaya çalıştı. 15 metre ilerideki karakoldan jandarmalar yanımıza geldi. Dördümüzü de önlerine katarak karakola götürdüler. Karakol komutanı bizi kendi odasına alarak bizi tek sıra dizdi ve bizlere biraz nasihat çekti.

 

Karakol komutanın odası yol üzeride olduğunda ben annemin sesini duyuyordum; ama cevap veremiyordum. Komşu çocuklardan birisi, “Ömer kavga etti, karakola aldılar.” demiş ve annem tabi haliyle ne yaptığımı merak edip karakolun kapısına kadar gelmişti. Karakol komutanı bizlere,  “Herkes birbirine sarılsın bakalım!” diyerek bizi barıştırıyordu. “Şimdi, hep beraber birlikte ben ne söylersem siz de aynısını söyleyeceksiniz.” dedi. Karakol Komutanı, “Yaşasın Türk ordusu!”, biz dördümüz birden  “Yaşasın Türk ordusu!” Komutan, “Yaşasın Atatürk!” biz, “Yaşasın Atatürk!” Komutan, “Yaşasın İsmet İnönü!” biz, “Yaşasın İsmet İnönü!”  Komutan, “Yaşasın Cemal Gürsel!” biz, “Yaşasın Cemal Gürsel!” Son olarak da “Hadi bakalım şimdi bir kez daha sarılın!” biz tekrar sarıldık.

Komutan masasının üzerinde olan karamela şekerlerinden bize birer tane ikram etti. Benim ağzımda sakız olduğundan karamela şekeriyle karışınca ben karamela şekeri ve sakızı çiğniyor gibiydim ama bir türlü yutamıyordum. Karakol komutanı, “Sen neden yutmuyorsun şekerini?” deyince, korkudan şekerli sakızı birden yuttum ve az kalsın boğulacaktım. Karakol komutanı, “Hadi bakalım evlerinize.” diyerek başımızı okşadı ve bizi gönderdi. Biz dört arkadaş birlikte karakolun kapısından dışarıya çıktık.

 

 Baktım annem beni kapının önünde bekliyordu. “Neler yaptın bakayım, bu yaşta seni karakollardan mı alacağım!” diye söylene söylene eve götürdü ve içeri girer girmez ayaklarındaki takunyayı çıkarıp topuk tarafıyla popoma iki tane vurdu. O acıyla “Anne, çeşmeden su içmek istiyorum.” Dedim ve eğildim cümle kapımızın dibindeki çeşmeye ağzımı dayadım, akan sudan kana kana içtim. Ardından boğazımın kuruluğu ve ağrısı geçti. Yaşadığım olayı anneme tek tek anlattım.

Bir ay boyunca, karakolun önünden geçerken, tekrar jandarmalar çağırmasın diye, başımı ters yöne çevirirdim.

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme