MENÜ
İzmir 14°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
KAHVEHANELERİMİZ!
Ömer Önal
YAZARLAR
9 Ocak 2020 Perşembe

KAHVEHANELERİMİZ!

Kahvehanelerin sosyal işlevleri hep göz ardı edilir. Kahvehanelere giden insanların cebinde çay parası olanın hemen girebileceği bir yerlerdir kahvehaneler.


Tarihte Kahvehaneler, Kıraathaneler birçok sosyal faaliyetin yürütüldüğü, kimileri bir okuma salonu görevi görürdü.

 

Kahvehaneler oyun oynanan, zaman öldürülen, sohbetler yapılan yerlerdir, bazıları için. Gerçekten öyle mi?
kahvehanelerin olmadığı bir düzende erkeklerin sosyal dengeyi nasıl sağlayacaklarını düşünüyorum. Çünkü oralar sadece oyun oynanan, vakit öldürülen yerler değil, arkadaşlarla buluşulan, sohbet edilen, gazete okunan, iş görüşmesi yapılan, siyasi sohbetlerin yapıldığı, fikirlerin çarpıştırıldığı yerlerdir aynı zamanda. Düşünsek ki; kahvehaneler olmasa kaç kişi gazete okur? Veya kahvehanelerde ne kadar insanımız gazete okumaktadır? Sadece bu yönü bile hafife alınmaması için yeterli değil midir? Ben yıllarca Kitapevimde gazete satarken kahvehane sahipleri her gün en az beş ad gazete alırdı. Her gün düzenli Gazete alan kahveciler bulamadıkları gazetesini bir önceden ayırttırırlardı bana.

 

Ülkemizde psikiyatriye giden insanlarımız Batılı ülkelere göre çok az sayıdaymış. Bunda kahvehanelerin etkisi inkâr edilemez. Çünkü oraya gelen insanlar, arkadaşlarıyla birçok sosyal problemi de dertleşerek çözer. Ve birbirine teselli olma konusunda milletimiz gibisi yoktur. Denilebilir ki bu yerler adete birer “terapi Salonları”dır. Batı insanının bir tatlı söz veya teselliyle altından kalkabileceği basit, insani problemler doktorlarla çözülürken, bizim kahvehaneler bunu bedava yerine getirirler.

 

Buralar aynı zamanda kalıcı dostlukların kurulduğu, hatır, gönül alma yerleridir. Nice emekliler tanırız, her gün aynı kahvehanede buluşurlar. Onların bir an için bu yerlerden mahrum kaldıklarını düşünün. Nasıl bir boşluğa düştüklerini, telafisi mümkün olmayan yalnızlıklara itildiklerini görürsünüz. Bir ömre sığacak uzun süreli dostlukları burada kurmuşlardır.”Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” sözü boşuna söylenmemiştir çünkü.


Burada bize düşen bu yerleri ikide bir söz ağzımıza geldiğinde kötülemek yerine, buraların sosyal işlev kalitesini arttırmasına devletin ve milletimizin yardımcı olmalarıdır. Çünkü kahvehane kavramı bir Türkiye gerçeğidir ve bu yüzden buralardaki kültürel faaliyetler geliştirilip, çoğaltılmalıdır. Bu mekânları kaldırıp tarihe gömmek mümkün olmadığına göre, ıslah etmek ve kalitesini yükseltmek en iyi yol olacaktır. Öncelikle kütüphaneli kahvehaneler oluşturulmalıdır.

 

Alaçatı’da ve Çeşme’de artık yaşayan emeklinin, işçinin, bir çay parası ödeyecek kahvehaneler kalmadı. Onbin nüfuslu Alaçatı’da Yaşar Tunca’nın çay ocağı, birde Osman Salkım’ın yeri kaldı. Hacımemiş mahallesinde en son Salkım ve İbiş’in kahvehanesi kaldı. Alaçatı’da yaşayanların eski kültür yaşamları yavaş yavaş yok olmakta. Nerde o eski kahvehaneler Kahveci Hacı dayı, Kahveci Hayri, Kahveci Hüseyin, Kahveci bekar Hakkı. Kahveci Hilmi, daha çok sayıda bu mekanların birer kültür evi olduğu yıllar nerdeeeee

 

Çiçeği burnunda Belediye Başkanı Ekrem Oran’a teşekkür etmemek olmaz,Çeşme Belediyesi önünde halkın oturabileceği ve sohbet edebileceği Meydan kahvesi örnek teşkil ediyor.Devamı kapalı kış aylarında da oturabilecekleri mekanlara kavuşmak dileklerimizle….

Kalın sağlıcakla
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme