MENÜ
İzmir 14°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
NEDİME YENGEM!
Ömer Önal
YAZARLAR
16 Aralık 2019 Pazartesi

NEDİME YENGEM!

Nedenini bilmiyorum ama; sabah uyanır uyanmaz Nedime Yengem düştü aklıma. Belki de hatırlamadığım ve gece gördüğüm rüya neden olmuştur. Kim bilir? Nedime yengem; çocukluğumdan aklımda kalmış en renkli simalardan ve sütannem. İri yarı, tuttuğunu koparan, siyah saçları kısa kıvırcık, beyaz tenli, hafif tombul birisi idi. Ev işleri ve tütün tarlası arasında var gücüyle çalışan bir kadındı.

Ben Annemin karnında beş aylık hamileyken babam vefat etmiş. Annem; beni çok işi olduğu günlerde, Nedime Yengem’e bırakırmış. Nedime Yengem, beni ve kendi oğlu Hulusi’yi yani “sütkardeşimle” beraber emzirirmiş. Ben biraz iştahlıymışım. Nedime Yenge’min sütlerini daha çok ben emermişim. Kendi oğlu Hulisi’ye süt bırakmazmışım. Nedime Yengem’in sütü bol olduğundan benim mayam bir hayli güçlü olmuş ki, hayatım boyunca da hep kilolu olmuşumdur. Ne kadar rejim yapsam da bir türlü kilo veremiyorum.
Annem beni kendisine emanet ettiği için bana biraz daha iyi bakarmış “emanet” olduğum için. Nedime Yenge’mi bütün mahalle sakinleri çok severdi. Hiç bir komşusuyla sorunu olduğunu duymadım. Rahmetli Rıza Dayım, Germiyan Köyü’nün en güzel kızını almıştı. Nedime Yenge’min beyaz tenli, etine dolgun zamanlarını hep hatırlarım. Köşe tarlaya giderken Rıza Dayım önde, o arkasında üzerinde siyah feracesi tüm vücudunu kaplamış edalı edalı yürürdü.

Nedime Yengem; şen şakraktı. Hep yüzü gülerdi. Onun hiç sert bakışını görmedim. Kocası Rıza Dayım’ın bilmediği hikâyeler yahut fıkra yoktu. Ne zaman bir fıkra atlatsa, yengem katıla katıla gülerdi. Dayımın evi, Rumlardan kalma taş yapı ve üç katlıydı. 10 odası vardı. En alt katta beş odası vardı. Dayım alt katını ardiye olarak kullanırdı. Büyük bir sarnıcı vardı. Yağmur suları bu sarnıçta toplanır, çamaşırları sarnıçtan kovayla çektiği yağmur suyuyla yıkardı. Ev temizliğinin her kadının üstesinden gelmesi mümkün değildi. Nedime Yengem 5 çocuk annesiydi. Ben altıncı çocuğu sayılırdım. Hem bu çocukları yetiştirdi, hem ev temizliğini. Bunun üstüne tarlada çalışıp dayımla beraber geçimlerini sağlardı. Bir defa olsun “Of! Çok yoruldum” dediğine şahit olmadım.

Çocukluk yıllarımda fırsat buldukça Nedime yengemin yaşadıkları eve giderdim. Bilhassa yaz aylarında mahalle arkadaşlarımla tütün dizmeye uğrardım. Evininin sokağa bakan mağzada tütün dizerdik. Nedime yengemin çocuklarıyla birlikte çok iyi anlaşırdık. Mahalleden arkadaşlarımla birlikte oyunlar oynardık.Rahmetli Şükrü Çakır, amcanın Eşi Fatma teyze çocukları Halil,Tevfik ağabey bizden birkaç yaş büyük olmalarına rağmen bizimle şakalaşır ve bizlerin oyunlarını izlerken Şükrü amcanın kızları Hayriye,Gülşen,ablalarının sesleri çok güzel,yanık yanık şarkılar söylerlerdi.Gülşen abla TRT radyo sanatçısıydı.Çok kaliteli komşuları vardı Nedime yengemin.
Rıza Dayım vefat ettikten sonra, Nedime Yengem hepten kenara çekilmişti. En küçük ve beşinci oğlunu Süleyman askerden döndükten sonra, biraz sinirsel sorunları başlamıştı. Nedime Yengem, hayata daha da küsmüştü. Ve artık hepten çökmüştü. Oğlu Tacettin Altın Yunus Oteli’nden emekli olmuştu. Annesinden ve Babasından kalanlar ve kendi birikimleriyle bir ev satın almıştı. Annesi ve kardeşi Süleyman’la beraber oturmaya başladılar. Ben Nedime Yengem’i ziyarete gittiğim zamanlar; “Oh ne güzel! Yeni ve güzel bir evde oturuyorsun.” Deyince: “Tabi ya Ömer’im. Yıllarca koca evlerde ne çekmişim” diye ilk defa bir ah işittim kendisinden. Annemi koklar gibi sütannemi de öylece koklardım. Nedime Yengem; Seni çok özlüyorum. Işıklar içinde uyu...

Kalın sağlıcakla!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme