Sporun anası, atletizmdir…
Zaten biraz düşününce bunun doğru olduğunu anlarsınız…
Hangi sporu yapıyor olursanız olun, öne “atlet” olmak zorundasınızdır… Yani, hızlı olmak, yükseği aşmak, uzağa varmak ve engelleri geçmek…
Bunlar, tüm sporda gerekli olanlardır ama, bu yetenekleri size sadece atletizm verebilir…
Hal böyle olurken, Dünya’nın bir numaralı sporu futboldur… Dünya, futbolla yatar, futbolla kalkar… Para, seyirci, yayın, transfer dediğinizde de ortaya büyük bir sanayi çıkar.
Sadece bunlar da değildir futbola bu dev popülariteyi kazandıran…
Futbolun, kuralları az ve kolaydır da…
Sonra, herkes bu sporu yapabilir…
Tesis istemez mesela… Sokakta bile iki taştan kale yapar, sahaya kavuşursunuz…
Malzeme de istemez… Yalınayak, üstünüz çıplak ve top yerine gazete kağıtlarını yumak yapıp oynayabilirsiniz de…
Toplam 19 kuralı vardır… Herkes için anlaşılması kolaydır…
Ve en önemlisi, futbol, hayatın minimize edilmiş şeklidir…
FUTBOLDA GALİBİYET, hayatta başarıya giden yolun aynısıdır…
ATILAN GOL… Hayatta başarıya atılmış bir imzadan farksızdır…
KAÇAN GOL… Hayatta herkesin kaçırdığı fırsatlarla birebir örtüşür…
YENİLGİ… Hayatta her şeyini bir anda kaybetmekle eşdeğerdir… Mağlubiyetler karşısındaki o akılalmaz boyutlu holiganik tepkilerin nedeni de budur…
* * *
Hayatla böylesine birebir örtüşen ve bu nedenle de popüler olan futbol, aslında siyasetin de; şekil ve biçim değiştirmiş ama özünü korumuş prototipidir…
Futbolun eğitimli unsurları ile siyasetin eğitimli kadroları; futbolun eğitimsiz unsurları ile siyasetin, siyaset eğitiminden yoksun kadroları da birebir örtüşür…
Futbolun eğitimli unsurları nelerdir?
Futbolcu, hakem, teknik adam, spor basını…
Siyasetin siyasi eğitimli unsurları nelerdir?..
Yargı ve yürütme… Yani, mahkemeler ve bürokratlar…
Peki, futbolcun eğitimsiz unsurları nelerdir?
Seyirci ve spor yöneticileri…
Ya siyasetin siyaset eğitiminden yoksun unsurları?
Seçmen, Siyasi parti yöneticileri ve yasama. Yani, meclis…
Ben hiç, siyaset bilimi ve uluslar arası ilişkiler eğitimi almış, mastırını yapmış, doktorasını geride bırakmış bir siyasi parti lideri görmedim Türkiye’de…
Bu eğitimden geçmiş bir meclis de oluşamaz zaten…
İşte futbolda nasıl çarkın ve paranın ana kaynağı seyirci ise, siyasette de dönen çarkın dişlileri arasında olan halktır…
Ve ilginçtir ki, futbolda da siyasette de kaderler hep birbirinin aynıdır…
Mesela, bir zamanlar Galatasaray’ın santrafor formasını işgal eden Gökmen Özdenak, Galatasaray ve milli takım kalecisi Yasin Özdenak’ın ağabeyidir… Galatasaray yönetimi, her sezon öncesi Gökmen’i satmak ister, ama Yasin’den vazgeçemediği ve Yasin de “Ağabeyim kalmazsa ben de giderim..” dediği için Gökmen, Türk futbol tarihine, Galatasaray’da istikrarlı forma giymiş bir oyuncu olarak geçmiştir…
Oysa, Gökmen’in Galatasaraylılığı, kardeşi Yasin’in torpilinden başka bir şey değildir…
Siyasette de görmedik mi yıllarca… Umut bağladığımız liderlerin altında, hiç istenmeyen, üretmeyen, fikir sahibi olamamış nice insan, nice damat, dünür, kayınço, komşu; yıllarca TBMM koltuklarını işgal etmişlerdir… Senelerce mecliste olup, kürsüye bir kez bile çıkmamışlardır… Çıkanların da söylediklerine bu millet gülmüştür zaten…
Futbolda bir dönem tarih yazmış yıldızlar, günü gelince sönmüştür…
Siyasette sönmemiş midir?...
Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Deniz Baykal gibi çok yakın geçmişte bu ülkenin kaderini iki dudaklarının arasında tutan isimler değil miydi?..
Neredeler peki?..
Siyasi bir figür olmadığı halde, Türkiye’de siyasetin kaderini en çok etkileyenlerden Kenan Evren, bu ülkede bir zamanlar mühürdar iken, şimdi nerededir?..
İşte, düne kadar dikilecek heykeli bile yaptırılan ve taraftarın taptığı, rakiplerin korktuğu en büyük futbol figürü Alex, nasıl Fenerahçe’den kovularak, siyasette de starlar, gün gelmiş önce yedek kulübesine alınmış, ardından tasfiye edilmişlerdir…
Hepsinin sonu aynıdır…
Futbolda da siyasette de yıldızlar söner… Önemli olan yıldızken takındıkları tavır, yıldızken gördükleri ilgi ve sevgi, yıldızken, tribünlerin yükselen alkışı değildir…
Yolculuk başladığında, nereye varacağıdır asıl olan…
Ve tarihin yazacağı nokta, işte varılan o son noktadır…
Bunu futbolun yıldızları da siyasetin ilahları da biliyordur mutlaka…
Çünkü, gelecek de bir gün gelecektir…