Zaman, hayattaki her şeyin en güzel ilacıdır...
Bu konuda da TARİH, elbet gerçekleri yazacak; "TEK ADAMLIĞI İSTEMEDİĞİNİ” sandıkta ilan eden bir millete, “TEK ADAMLIĞIN KABUL ETTİRİLİŞ BİÇİMİNİ” gelecek nesillere taşıyacaktır...
Çünkü, RESMİ SONUÇ NE OLURSA OLSUN, bu ulus, referandumda HAYIR demiştir…
Reel sonuç budur…
Bu, işin bir yönü…
Bir başka yönü var ki, asıl sorun orada…
Ortaya çıkan tablo, aslında “istediğini elde eden” Recep Tayyip Erdoğan için yeni, büyük ve içinden çıkılması gerçekten imkansıza yakın bir sıkıntı doğurmakta…
Çünkü, herkes gibi, sandıktan çıkan gerçek sonucun “HAYIR” olduğunu O da çok iyi biliyor olmalı…
Biliyor olmalı ama, sanıyorum bu noktada yapacak bir şeyi yok…
Belki her şey elinde olsa, bu şekildeki bir “EVET”i hiç istemeyecek ilk kişi Erdoğan olurdu…
Ama olmadı…
O’nu da aşan bir senaryo ve güçler, nasıl AKP’yi yaratmış, nasıl Erdoğan’ı lider yapmış, nasıl Erdoğan’ın yıldızını parlatmışsa, yine o senaryo emretmiş, dayatmış ve bir şekilde yaratmıştır bu “EVET”i…
Bu, başlangıçta hepimiz için bir sıkıntı belki ama, asıl sıkıntı Erdoğan için…
HAYIR diyenlerin bir beklentisi yoktu… Hala da yok… Varsa bile, bunun BEKLENTİLERİNİN ÇÖZÜMÜNÜN MÜMKÜN OLMAYACAK NOKTAYA GİTTİĞİNİ BİLİYORDU…
Referandum haritasına bir bakın…
Bütün Akdeniz bölgesi… Ege… Trakya… İstanbul… Adana…. Antalya… Hatta Manisa… Ve hatta hatta Ankara…
Hepsi HAYIR demiş…
Bu coğrafyanın insanı, eğitim düzeyi yüksek, gelir düzeyi yüksek, sosyal, dış ülkeleri görmüş, dünyayı tanıyan, ve dünya siyasetiyle ülke siyasetini okuyabilecek donanımda….
HAYIR demelerinin kaynağı da bu bilinç, bu dünya görüşü…
İsterseniz, yeni yönetim biçimini kabul edenlerin yani, EVET diyenlerin; beklentilerine bakın bir de…
-İşsizlik sıfırlansın isteyecekler…
-Enflasyon tek hanelere insin bekleyecekler..
-Anlamsız ve kaynağı belirsiz terör olayları dursun isteyecekler…
-Türkiye’nin Suriye sorunundaki duruşu netleşsin bekleyecekler…
-Tarım canlansın isteyecekler…
-Sanayi kalkınsın bekleyecekler…
-Dış sermaye ülkeye geri dönsün dileyecekler…
-Açlık sınırının üstünde bir gelir hayal edecekler…
Bunları çoğaltmak mümkün…
Bu ve benzerleri, referandumda EVET İSTEYENLERİN jargonundaki vaatlerdi çünkü… Söz verdiler…
Ama bunları gerçekleştirmek hiçbir siyasi erk için, gerçekten mümkün mü peki?…
Ne yazık ki ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, dış politika tavrı ve sosyal yapı, bu zorlukları aşabilecek olmanın çok uzadığında…
Herkes mutsuz, endişeli…
Ama asıl EVET DİYENLER büyük bir beklenti içinde…
Ve hayatlarını değiştirecek SİHİRLİ BİR DOKUNUŞ bekliyorlar… Çünkü kendilerine VAADEDİLEN buydu…
* * *
Şu anda, ülkemizin en SAYGIN, en DOKUNULMAZ, en DORUK noktasında; Sayın Recep Tayyip Erdoğan oturuyor… Ve bu millet, bu dertlerinin çözümünü kendisinden bekliyor… Haklılar da…
Recep Tayyip Erdoğan, seçimle Cumhurbaşkanı olmuştu… O koltuğa DEMOKRATİK BİR YOLLA ANASININ AK SÜTÜ GİBİ HELAL EDEREK OTURMUŞ bir liderdi…
Ama bugün, “FİZİKEN değilse bile, HUKUKEN kalıbına uydurulmuşsa bile, o koltuk” ETİK OLARAK DA MEŞRUİYET AÇISINDAN DA BOŞ…
Bundan önceki Anayasaya göre yapılan, demokratik ve herkesin saygı duyduğu bir seçimde“tarafsız olduğunu deklare etmiş” ayrıca “bu göreve seçildiğinde birçok değeri üzerine yemin etmiş” ve bu yemini edeceği bilindiği için seçilmişti Sayın Erdoğan… “Beni seçin, ben iki sene sonra taraflı olacağım” dememişti ki…
Şu anda YENİ ANAYASA henüz tüm maddeleriyle yürürlüğe girmedi…
Ama Cumhurbaşkanımız, 2 Mayıs 2017 tarihi itibariyle “TARAFSIZ DEĞİL, PARTİLİ…”
Ve bu ülke insanı “TARAFLI VE PARTİLİ BİR CUMHURAŞKANI” için tarihinde bir kez bile seçime gitmedi.
Bu şartlara haiz hiç kimseyi de seçmedi…
Hukuk da, mantık da siyaset bilimi de bunu söylüyor…
Peki soruyorum size…
Bu “tartışılabilir boşluk” n’olacak şimdi?..