Yola çıkarken, büyükler “motoru yanlış topladı”… Belki parça arttırdılar ama, “hazır” diye yola çıkardıklarının hiç de hazır olmadığı, çalışmadığı, teklediği, duman çıkarttığı çabuk görüldü…
Fenerbahçe de, Galatasaray da, Beşiktaş da hatta Trabzonspor bile; yanlış kurguladıkları bir kadronun sıkıntı dolu ilk yarı maratonunu bu hafta bitiriyor…
Şu anki sıralama çok ilginç aslında…
Fenerbahçe ligden düşüyor…
Galatasaray Avrupa’ya gidemiyor…
Beşiktaş ile Trabzon belki UEFA…
Hani, o yıllardır bildiğiniz “koltuk savaşları”nda sezonun ilk yarısında “adı büyük takımlarımız” yok…
Onlar can derdinde…
Tepenin saltanatını ise, işini gösterişsiz ama doğru yapanlar sürüyor…
4 Ocak’ta başlayıp 31 Ocak’ta bitecek “ara transfer dönemi”nin büyükler için hareketli geçeceği tartışılmaz… Finansal Fair Play kıskacından kurtulup, kıvrak çalımlarla takımlarına can katacak, hareket katacak, tribünlere umut saçacak yeni isimler alacaklar… Aslında, almaya çalışacaklar… Sepetten düşenleri toplayacaklar yani… Peki yolun yarısında kaliteli mal sepetten düşer mi ki!..
Öyle ya da böyle… Mutlaka, çalışmış, bazı isimler belirlemişlerdir…
Ama şunu net olarak söylemek lazım ki, fazla da umutlanmamak gerekiyor… Çünkü öyle bir cendereye sıkışmış durumdalar ki, bu kıskaçtan kurtulup takıma yeni isimler katmaları ve bu isimlerin yüksek kalitede olması çok ama çok zor…
Sizin anlayacağınız, tribünlerin ağzına bir parça bal çalıp umut pompalayacaklar ama, inanın ikinci yarıda büyüklerden büyük bir patlama gelmeyecek…
Lastik patlatmasınlar; siz ona razı olun…
Çünkü bu tamirat, sadece “yalandan” bir tamirat olacak o kadar.
- - - - - - - - - - - - -
Kovulmayı, en çok
kovulan seviyor!..
Bu konuyu bir türlü halledemedik…
Her sezon liglerimizde akılalmaz bir teknik adam sirkülasyonu yaşanıyor… Sezona başladığı teknik adamla sezonu bitiren takım bulmak neredeyse imkansız…
Hal böyle olunca, siyeset de sporun içine adeta davet edilmiş oluyor…
Kimse inkar etmesin…
Türkiye’deki kulüplerin antrenörleri, “yukarılardan bir yerlerden” gelen telkin telefonlarıyla şekilleniyor…
Sırtını Ankara’da sağlam bir siyasetçiye dayayanlar, hiç açıkta kalmazken; açıkta kalanlar sadece kimseye “eyvallah” etmeyi beceremeyenler…
Hangisi daha onurlu, ona siz karar verin…
Ama inanın teknik adamların en çok “işine gelen şey” kovulmak…
Eğer bir “arkası” varsa, kovulması işsizlik anlamına gelmiyor ama, daha çok para anlamına geliyor…
Çünkü teknik adamlar, özellikle Anadolu takımlarında öyle büyük rakamlara anlaşmıyor… Alacakları para, o takımdaki en pahalı futbolcunun bir tık altına ayarlanıyor…
Ölçü böyle…
Ve büyük bir çoğunluğu anlaştıkları paranın yüzde 50’sini peşin alıyor…
Kovulduğunda aldığı peşinat kendisinde kalıyor, geri kalanını almaları ise mümkün olmayacağından bir orta yol bulunuyor…
Ve kovulan, eğer “siyasi desteği” varsa, üzülmüyor… Tam tersine seviniyor…
Çünkü bir takımla 1 milyon TL’ye anlaşıp sezonu o takımla bitirse, kazanacağı sadece 1 milyon TL…
Ama 3 takım değiştirirse, 1,5 milyon TL, 4 takıma sıçrarsa, 2 milyon TL kazanıyor…
Aslında bu arkası sağlan teknik adamların kim olduklarını da bir bakışta görebiliyorsunuz… Sadece doğru bakmayı bilmek yeter…
Böyle bir iş ortamı olabilir mi….
Böyle bir saçmalık olabilir mi…
Böyle bir arpalık olabilir mi…
Böyle bir kirlilik olabilir mi…
Federasyon bu konuya kesin çözüm getirmeli… Teknik adam ile kulüplerin anlaşmalarını belirli kurallara bağlamalı, ve bir teknik adamın bir sezonda en fazla 1 kez takım değiştirmesine izin verilmeli…
Bu olmadığı sürece, futbolun teknik patronluğunu bile bir rant kapısı olarak görenler ve onların futbola davet ettiği siyaset, yeşil sahalardan hiç eksilmeyecek…
Hadi!.. Yapın şu tarihi yönetmeliği….