Geride kalan son iki aya baktığımızda, bol gollü bir maç olacağı belliydi.
Milli takımımızın mutlaka skor üreteciğinden emindim.
Özellikle yurt dışında oynayan oyuncularımızın ciddi anlamda formda oluşları, beni daha da heveslendirmişti.
Maçı izlemeyip de istatistiklere bakıp sakın yanılmayın. Dört kez pozisyona girip,üç gol buldular diye kalecimizdense hiç şüphelenmeyin.
Uğurcan tepeden tırnağa bu işe yakışan, yetenekleri ortada olan ve dünyanın her takımında oynayabilecek kalitede bir kaleci.
Arkadaşlarına ve izleyenlere güven veren oyununa bu maçta da devam etti. Üç yıl aradan sonra;
Caner bıraktığı yerden yine o klasikleşmiş,kendine güvenen ve direnen oyunu ile sahadaydı. Bence milli takımın bir numaralı sok beki.
Ozan Kabak, Avrupa standartlarına uygun olduğunu yine tescilledi.
Mert Çetin yaptığı kritik hatalarla biraz sırıttı. Nazım'ı beğeniyorum ama oyun aklı ve zamanlama anlayışını biraz daha geliştirmesi gerektiğini bastıra bastıra söylüyorum.
Gökhan Gönül ile çalıştığı için çok şanslı.
Bunun yararını da mutlaka görecek. Okay; oyun kurmada da rakibi karşılamada da baş roldeydi.
Geçiş oyunlarının hepsinde sahne aldı. Pas yüzdesi yüksek ve risksiz oynadı. Risksiz oynadı derken, kaçak da güreşmedi.
Mevkisinin en iyilerinden. Onu sadece az da olsa temposu konusunda eleştirebilirim. Günümüz futbolunda iki tane sekiz numara tarzı oyuncuyla oynamaya çalışıyorsan, Okay aradığın adam...
Yani tam bir altı numara.
Dorukhan son günlerde hep gündemde ama henüz milli takımın oyuncusu olduğunu sanmıyorum.
Atletik yapısını avantaja çeviremiyor.
Deniz Türüç, büyük takımda oynama stresini üzerinden atmış.
Vücut dili ve oyun tarzı bunu ifade ediyor. Telaşlı davranışlardan uzak, kendine güvenen tarzı takım oyununa büyük katkı sağladı.
Bireysel yetenekleri zaten üst düzey. Enes'te ses var görüntü yok gibi...Ya da görüntü var ses yok desek daha çok oturacak.
Et mi, balık mı, tavuk mu henüz anlayamadım.
Oyuna girerken inceledim.
Tam bir Avrupalı futbolcu havası var. Belki de formanın vücuduna en çok yakıştığı oyuncu o.
Fakat bir forvet olarak yer tutma hatası yapıyor öncelikle.
Gol tekniği,vuruş tarzı nasıl onu dahi bilemiyoruz.
Çünkü pozisyona girmeyi beceremiyor. Cengiz'e ayrı bir sayfa açmak istiyorum. Kötü gününde bile olsa mutlaka sahada olmalı.
Ateşleyici yapısı nadir bulunan özeliklerden. Onu izlemekten zevk alıyorum. Cenk'in isteğini, pes etmeyişini görünce ona saygım bir nebze daha arttı. Yusuf girdiğinde ise oyuna farklı bir kalite geldi.
Takım halinde tarzımız değişti.
Oynanan oyundan şahsım adına memnun kaldım. Şenol hocanın, taktik anlayışın yanında öz güven aşıladığı aşikâr. Takımına ve sahaya doksan dakika hakimdi. Kenarda bir an olsun mücadeleden kopmadı. Rakip teknik adamın gözü bile onun üzerindeydi.
Şimdi bizi bekleyen iki resmi maç var. Hırvatistan maçı gibi bol pozisyonlu geçeceğini düşünmüyorum. Rakiplerimizin kazanmaktan ziyade kaybetmeme üzerine çalışacaklarından eminim.
Zamanı ve zemini geldiğinde taşların tam anlamıyla yerine oturacağı besbelli. Güven veren bir ekibe ve teknik adama sahibiz.
Nasıl olsa bizim de ; bir cebimizde unutulacak, bir cebimizde de hatırlanacak daha çok şeyimiz var...
. (Fotomaç)