MENÜ
İzmir 15°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
RÜYAMDA DATÇA'YI GÖRDÜM DÜN GECE.
Sedat Kaya
YAZARLAR
7 Eylül 2019 Cumartesi

RÜYAMDA DATÇA'YI GÖRDÜM DÜN GECE.

Yıl 1862'ydi.
Ortaçağdan kalma Paris adeta bir bataklığı andırıyordu.
Plansız yapılanma, dar sokaklar, altyapı eksikliği, su ve kanalizasyon sorunu yaşamı zorlaştırıyordu..
Üstelik açlık kol geziyordu.
Yoksul halk isyanlardaydı.
Her yerde direniş vardı.
İmparatorluk güçleri dar sokaklarda direnişçilere müdahale edemiyordu.
İmparator III.Napolyon Paris'in yıkılıp yeniden yapılmasını istedi.
Meydanları, geniş caddeleri, ulaşımı ve altyapısı olan bir kent.
Böylece hem burjuva sınıfı ilkel koşullarda yaşamayacak, hem de varoşlara çekilen direnişçi yoksul halka müdahale edilebilecekti.
Bu iş için kent yöneticisi ve şehir planlamacısı Georges Eugene Haussmann'ı görevlendirdiler.
Haussman, Napolyon'un nasıl bir kent istediğine ilişkin raporunu okuduktan sonra şu cevabı verdi.
“Yüce imparatorum, en ufak bir kus?kunuz olmasın ki, yepyeni bir Paris yaratacag?ım. Antik c?ag?ın kentc?ilik harikası Cnide kadar gu?zel, görkemli ve zengin bir bas?kentimiz olacak”
Haussman'ın Cnide dediği yer Knidos'tu.
Fransızlar Knidos'un kent planlamasını örnek alarak Paris'i yeniden inşa ettiler.
Paris bugün Avrupa'nın en önemli kültür sanat merkezlerinden biri ve çok önemli binaları o günlerden kalma.

*. *. *

Ya bizim kentlerimiz.
Metropoller beton çöplüğüne dönmüş durumda.
İnsanlar gökyüzüne hasret.
Altyapılar yetersiz.
Plansız, programsız kentleşme, kaçak inşaatlar, yeşil alan katliamı, kültür sanata duyarsızlık.
Daha o kadar çok sorun var ki.
Ve her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
Bu kötü gidişten Datça da nasibini alıyor elbette.
Ama Datça henüz çöküşün başında.
Henüz betona bürünmedi.
Hala şansı var.
Kurtarılabilir?

*. *. *

Bir rüya gördüm dün gece.
Datça Belediyesi kent planlayıcılarından, mimarlardan, sanatçılardan, arkeologlardan oluşan bir ortak akıl platformu kuruyordu.
Bu insanlar Knidos'ta ve Datça'nın eski yerleşim yerlerinde incelemeler yapıyordu.
Tıpkı Avrupa'nın bir çok kentinde uygulandığı gibi antik çağın ilk şehir planlamacısı Tiryes Hippodamos'un planlarına bakıyorlardı.
Izgara sistem, adaletli, eşit, insanca bir kent modelinin nasıl oluşacağını saptıyorlardı.
Sonra tarihi ve doğal dokuyu ön plana çıkararak kent mimarisi ve kent estetiğiyle ilgili belediyeye bir rapor sunuyorlardı.
Raporda yeşil alanlar, eğlence merkezleri, kültür sanat merkezi, spor ve sinema salonları, müze, herşey vardı.
Rüyamın en ilginç bölümü neydi biliyor musunuz?
Yeni yapılacak pazar yerinde tıpkı Knidos'taki gibi bir Odeon (müzik alanı)vardı.
İnsanlar pazarda alışveriş yaparken Datçalı sanatçılar orada akustik müzik yapıyordu.
Onlarca turist gelmiş, pazarı dolaşırken Müfide İnselel'in gitarı ve sesi yankılanıyordu.
"Acelen varsa ne işin var Datça'da"
Sonra Gocaman Trio giriyordu Odeon'a.
"Marmaris'ten indim Datça'ya, ben vuruldum Hatça'ya"
Ardından diğerleri.
Fuat Saka bile.
Elektronik müzik yasak, hepsi aküstik.
Bazen şiir okuyordu gençler.
Bazen iki üç kişilik kısa bir skeç.
Bizim Puzzle Yavuz(Demirhan) Knidos labirentini anlatıyordu insanlara.
Biraz ileride bir sergi salonu vardı.
Ressamlar, fotoğraf sanatçıları, yontucular, seramikçiler eserlerini sergiliyordu.
Pazara alış verişe gelenler önce bu sergiyi geziyordu.
Çok mutluydum.

*. *. *

Sabah uyandığım anda anlaşıldı.
Benimkisi sadece bir rüyaydı.


Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme