CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun "Ben Atatürk yerine Mustafa Kemal demeyi tercih ederim" sözü ortalığı karıştırdı.
CHP'li Bakanlar, milletvekilleri "Atamızın adı Mustafa Kemal Atatürk'tür" diyerek Kaftancıoğlu'nu topa tuttu.
Sosyal medyada millet birbirini yedi.
Karşılıklı saçmalamalar, karalamalar, vatan hainliğine kadar giden suçlamalar.
İnanılacak gibi değil!
Sanki Akıl tutulması yaşanıyor.
Birinin çıkıp demesi gerekiyor ki; Siz kardeşsiniz. İncir çekirdeğini doldurmayan meseleler yüzünden birbirinizi üzmeyin.
Üstelik iki taraf da Atatürk'e saygısızlık yapıyor.
Çünkü Atatürk 1935 yılında Arapça olduğu gerekçesiyle, kendi isteğiyle Mustafa ve Kemal isimlerini atıp, "Kamál Atatürk" ismini almıştı.
Yeni nüfus kağıdını çıkarmış ve yeni ismini 5 Şubat 1935 tarihinde Anadolu Ajansı aracılığıyla tüm yurda duyurulmuştu.
"Bugünkü tebliğde Önder Atatürkün öz adının Kamâl olarak yazılmış olduğunu gördük.
Bu hususta yaptığımız tahkikten böyle yazılışın sebep ve temeli anlaşıldı.
İstihbaratımıza nazaran, Atatürkün taşıdığı Kamâl adı bir Arapça kelime olmadığı gibi, Arapça Kemal kelimesinin delalet ettiği manada da değildir.
"Atatürkün muhafaza edilen öz adı, Türkçe "ordu ve kale" manasına olan "Kamâl"dır. Son (â) üstünde tahfif işareti (1) i yumuşattığı için telâffuz hemen hemen Arapça "Kemal" telâffuzuna yaklaşır. Benzeyiş bundan ibarettir. (A.A.)"
Yani Atatürk tüm kamuoyundan kendisinden "Kamàl Atatürk" diye söz edilmesini istemişti.
Bu duyurudan sonra da tüm gazeteler "Kamàl Atatürk" ismini
kullanmaya başladı.
CHP seçim bildisini "Kamàliz" diye değiştirdi.
Hatta Fransızca yayınlanan Türk Gazetesi "La Turquie Kemalist" bile ismini "La Turquie Kamâliste" yapmıştı.
Atatürk vefat ettiğinde de bu ismi kullanıyordu.
Ama ölümünden sonra nedense "Kamâl" silindi, tekrar "Kemal" kullanılmaya başlandı.
CHP'liler bunu çok iyi bilmesine rağmen parti içinde neyin kavgası yapılıyor acaba?
Rövanş mı bu?
Kayıkçı kavgası mı yoksa?
Biliyorsunuz "Kayıkçı Kavgası"nda olan izleyene olurdu.
Aman dikkat.