MENÜ
İzmir 10°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
KÖMÜR SAHALARIN  BEYAZ PUDRALI EFSANESİ
Sedat Kaya
YAZARLAR
17 Şubat 2020 Pazartesi

KÖMÜR SAHALARIN BEYAZ PUDRALI EFSANESİ

Yıl 1919'du.

Güney Amerika Kupası finalinde Brezilya ile Uruguay karşı karşıya geliyordu.

Denk kuvvetlerin kıran kırana bir mücadelesiydi.

Dakikalar ilerliyor, iki takım da birbirine üstünlük sağlayamıyordu.

Artık son çeyreğe girilmişti.

Heyecan doruktaydı. Belli ki, golü atan kupayı alacaktı.

Golü Brezilya attı ve ilk uluslararası kupasını kazanmış oldu.

Golü atan adam ilginçti.

Kıvırcık saçlarını jöle ile düzleştiren, siyahi tenini beyaz pudra ile gizleyen yeşil gözlü biriydi.

Adı, Arthur Friedenreich'ti.

Döneminin efsane ismiydi.

Lakabı "Kaplan''dı. 

Tekniğe ve estetiğe dayalı Brezilya futbolunun mimarıydı.

Rakiplerin tekmelerinden kurtulmak için çalımı icad etti.

Attığı 1329 golle dünyanın en fazla gol atan futbolcusu oldu.

Onun bu rekoru hala kırılamadı.

Peki kimdi bu Arthur Friedenreich?

Neden ismi çok duyulmamıştı.

Çalım atmaya neden ihtiyaç duymuştu?

Ve asıl soru,  neden maçlarda kıvırcık saçlarını jöle ile düzleştirip, siyahi tenini beyaz pudra ile gizliyordu?

 

*.   *.   *

 

Arthur Friedenreich 1892 yılında Brezilya'nın Sao Paulo kentinde doğdu.

Babası beyaz bir Alman tüccar, annesi siyah bir Afro Amerikan çamaşırcıydı.

Küçük yaşlarda futbola merak sardı.

Mahalle aralarında, Sao Paulo plajlarında oynuyordu.

Delikanlı çağına gelince Alman göçmenlerinin kurduğu Germania takımında forma giymeye  başladı.

Ancak işi zordu.

Çünkü melezdi ve siyah tenliydi.

O yıllarda ırkçılık ve kölelik had düzeydeydi. Bir siyahın beyazlardan oluşan bir takımda oynaması sadece tribünlerin tepkisini çekmiyor, rakiplerin sert tekmeler atmalarına neden oluyordu.

İşte bu nedenle her maçtan saatler önce soyunma odasına gizlice girer, annesinden kalan gen mirası kıvırcık saçlarını düzleştirip, siyah tenini de pudra ile gizlerdi.

Ama yine de tekmelerden kurtulamadı.

Bu yüzden çalımı icad etti.

Derler ki, bir maçta kaleci dahil tüm rakipleri çalımlayarak topu filele bıraktı, rakip takım utancından sahadan çekildi.

Müthiş bir tekniği vardı.  Adeta bir cambazdı. Kısa sürede nam saldı.

Sırasıyla Mackenzie College, Paulistano, Sao Paulo, Flamengo, Atletico Mineiro, Santos gibi o dönemin iddialı takımlarında oynadı.

26 yıllık birinci lig geçmişinde rakip ağlara tam 1329 gol attı.

Bu bir Dünya rekoruydu. Pele bile onun kadar gol atamamıştı. Rekoru bugün bile kırılamadı.

 

*.  *.  *

 

1919 yılında Brezilya'ya Güney Amerika Kupası'nı kazandırmasına rağmen, 1922 yılında Arjantin'de yapılan bir sonraki turnuvada kadroya alınmadı.

Çünkü dönemin Brezilya Cumhurbaşkanı Epitacio Pessoa, sadece beyazların Brezilya forması giyebileceğini söyleyerek, Arthur Friedenreich'i milli takımda istememişti.

Ten rengi nedeniyle milli formadan aforoz edilmişti.

Ancak yılmadı, futbola daha çok tutundu.

1925 yılında formasını giydiği Paulistano takımıyla birlikte Avrupa’ya davet edildi. Sekiz maçta Avrupa takımlarının ağlarına 11 gol bıraktı. 

Çalımları, pasları ve golleriyle herkesi büyüledi.

Gazetelerde manşetlere oturdu.

Anavatanı Brezilya'da görmediği saygı ve takdiri Avrupa'da gördü.

Avrupa'dan çok teklif aldı ama ülkesini bırakamadı.

Brezilya'ya geri döndüğünde tek bir hayali vardı;  1930 yılında Uruguay'da ilk kez düzenlenecek olan Dünya Kupası'nda Milli takım formasını giymek.

Maalesef hayalleri gerçek olmadı.

Kadroya almadılar.

Oysa 1914 yılında Brezilya'ya gelen efsane İngiliz takımı Exeter City'e karşı Brezilya Karması'nın formasını giymiş ve muhteşem futboluyla maça damgasını vurmuştu. 

O maç, Brezilya'nın ilk milli maçıydı ve 2-0'lık galibiyette Arthur Freidenreich'in payı büyüktü.

Ama sahadaki başarılarının ırkçılar için bir önemi yoktu.

Milli Takım'a bir kez daha alınmayınca yıkıldı.

Bir süre sonra da 26 yıllık profesyonel futbol hayatını  noktaladı.

Üstelik hiç para kazanmadan.

 

*.   *.   *

 

Bugün Brezilya futbolu denince akla Pele, Garrincha, Zico gibi isimler gelir.

Oysa hepsinden daha efsane olan Arthur Friedenreich'tir.

Dünyaca ünlü Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, 'Gölgede ve Güneşte Futbol’ kitabında şöyle der.

"Brezilya'nın uluslararası zaferlerinin kutlamalarında taraftarlar bayrak yerine tek bir futbol ayakkabısı taşırdı  ve o ayakkabının altında (Friedenreich’in zafer getiren ayakkabısı) yazardı."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme