80 darbesinin 3'ncü ayıydı.
Gençler, aydınlar, yurtseverler bir bir toplanıp cezaevine atılıyordu.
Ülke adeta bir işkencehaneye dönmüştü.
İnsanlar öldürülüyor, kimsesizler mezarlığı doluyordu.
Darbeciler işkenceyi yalanlasa da iddialar, suçlamalar ayyuka çıkmıştı.
Dünya kamuoyundan tepkiler yağıyordu.
İşte o günlerde Milliyet Gazetesi'nden Emin Çölaşan ile foto muhabiri Savaş Ay, işkence merkezlerinden biri olan Mamak Askeri Cezaevi'ne girdiler.
Generallerden özel izinliydiler.
Fotoğraflar çektiler, mahkumlarla röportajlar yaptılar.
Sonra da Milliyet'te 6-10 Aralık tarihlerinde çıkan bir yazı dizisiyle Mamak Cezaevini allayıp pulladılar.
Bu yazı dizisi bir gazetecilik başarısı değil, cuntanın medyaya nasıl hükmettiğini gösteren bir ibret belgesiydi.
Bir siparişti.
Emin Çölaşan ile Savaş Ay, Mamak Cezaevi'nde bir kaç gün sonra asılacak olan 17 yaşındaki Erdal Eren ile de görüşmüştü.
Erdal'la son konuşan ve fotoğrafını çeken kişiydiler.
O konuşmada Erdal, "avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18’den küçük olduğunu tespit edecek kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını” söylemişti.
17 yaşında bir genç, yaşı büyütülerek asılacağını iddia ediyordu.
Bu dünyanın her yerinde haberdi..
Ama
Milliyet’e göre değil.
Yazı dizisinde
Erdal'a tek satır yer verilmedi.
Aksine
Mamak Askeri Cezaevi ballandıra ballandıra anlatıldı.
İşkencehane değil, sanki saraydı!
Yazı dizisi yayınlandıktan 3 gün sonra, 13 Aralık 1980 tarihinde Erdal Eren'i astılar.
39 yıl önce bugün
Yaşını büyüterek astılar.
Erdal asılmadan önce ailesine yazdığı mektupta, Mamak Cezaevi'nde yaşananları şöyle anlatmıştı.
" Cezaevinde insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi.. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi içten bile değildir. "
17 yaşında asılan bir insan ölmeden önce ailesine bunları yazmıştı.
Oysa Milliyet'i okuyanların Mamak'ta yatası geliyordu!.
Generallere yaranmak varken, 17 yaşındaki bir insanın, meslek ilkelerinin, adaletin, vicdanın ne önemi vardı ki?
Zaten toplumun geniş kesimi de böyle değil miydi?
Darbenin lideri Kenan Evren'e "asmayıp da besleyelim mi?" dedirten de, bu toplumsal körlüktü zaten..
Malcom X demişti ya..
"Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler, mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise sevmenizi sağlar.”