Antik çağda kehanet merkezleri vardı.
İkisi bizim topraklarda, Didim(Didyma) ve Menderes(Klaros).
Biri de Yunanistan'da Dephoi'de.
Buradaki kahinler olayları ve rüyaları yorumlardı.
Örneğin Knidoslular Pers saldırısından kurtulmak için Balıkaşıran'ı kazarak Datça yarımadasını ada yapmak istemişti ama Dephoi(Delfi) kahinleri izin vermemiş, "Zeus isteseydi, bu karayı ada yapardı. Zeus'un işine karışılmaz" demişlerdi.
Güzelim Knidos Pers istilasından kurtulamamıştı.
21. yüzyılda nereden çıktı bu kehanet merkezleri diyeceksiniz.
Anlatayım.
Malum yerel seçimler yaklaştı ya.
Datça'da özellikle CHP'de belediye başkanlığı adaylığı için amansız bir yarış var.
Adaylar gizli gizli çalışıyorlar.
Kimi genel merkezden adam bulmaya çalışıyor.
Kimi ildeki profesör atayıcıya yanaşıyor.
Kimi ilçe yönetimini iknaya çabalıyor.
Ama haksızlık etmeyelim, bazıları da adayın ön seçimle belirlenmesini istiyor.
Mesleğim gereği hergün bu konuyla ilgili 3-5 telefon alıyorum.
Neler neler anlatıyorlar.
Anlatılanları dinleyip, araştırınca "eyvah eyvah" dememek olası değil.
Datça'nın nasıl parsel parsel betona gömüldüğü, bundan böyle de dibe kadar nasıl gömüleceği daha iyi anlaşılıyor.
Seçimler yaklaştıkça bunlar yazılacak elbet.
Şimdi gelelim şu kehanet merkezi olayına.
Gelen telefonların çok etkisinde kalmışım ki, dün gece bir rüya gördüm.
Rüyamda 31 Mart 2024 akşamındayım.
Belediye seçimleri bitmiş, sonuçlar açıklanıyor.
Öyle bir belediye meclisi oluşmuş ki, allah allah!
Meclisteki müteahhit hegemonyası sona ermiş.
Bakar mısınız seçilenlere?
Bir badem üreticisi.
Bir balcı.
Bir turizmci.
Bir arkeolog.
Bir şehir planlamacısı.
Bir mimar.
Bir sanatçı.
Bir edebiyatçı.
Bir ekoloji uzmanı.
Bir yerel tarihçi.
Bir şair.
Bir bilim insanı.
Bir kadın hakları savunucusu.
Bir hayvan sever.
Daha kimler, kimler.
Datça'da yaşayan her kesimden, her disiplinden uzman isimler.
Üstelik meclisin yarısı kadın, yarısı erkek.
Tanrım bu ne zarafet!
İnsan rüyasında kahkaha atar mı?
Ben mutluluk kahkahalarıyla uyandım.
Uyanınca moralim bozuldu.
Meğer bu gördüklerim gerçek değil, sadece bir rüyaymış.
Şimdi diyorum ki, keşke zaman makinası icat edilseydi de, 2000 yıl öncesine gitseydim.
Didim Apollon Tapınağı'ndaki kahinlere rüyamı anlatsaydım.
Nasıl yorumlarlardı acaba?
Diyeceksiniz ki, belediye başkanı kim oluyordu.
Tam onu öğrenecektim, uyandım.
Ama böyle bir ekip kuran başkanın kim olduğu çok mu önemli!
Fotoğraf: Hatice Çevik Turcan/Knidos