MENÜ
İzmir
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
YAŞAMDAN KESİTLER!
Ömer Önal
YAZARLAR
11 Şubat 2019 Pazartesi

YAŞAMDAN KESİTLER!

Çocukluğumu düşündüm. Küçük şeylerle ne kadar çok mutlu olduğum o günleri. Öyle büyük hayallerim varmış gibi gözüken, oysa ki çok sıradan hayallere sahip olduğum çocukluk günlerimi. Bazen bir uçurtma, bazen bir kıyafet ya da bir futbol topuna sahip olabilmekti hayallerim. Kendimi evrenin merkezinde olduğumu hissettiğim ama aslında hiç kimsenin umurunda olmadığı, buna rağmen umut fidanlarımın yeni filizlenmeye başladığı, gerçek dünyayla tanışmamış olduğum günleri. Bugün kâğıttan kayık yaptım suya bıraktım. Önce biraz uzaklaştı sonra da su alıp battı, gözden kayboldu. Kâğıttan uçurtma yaptım, uçurdum; önce birkaç metre havalandı sonra da yere çakıldı. Yok olan umutlarım, yerlerde sürünen hayallerimi hatırlatırcasına. Artık çocuk değildim, koca adam olmuştum. Sözüm ona ama küçükken usta olduğum kâğıt sanatını kullanma yeteneğimi bile kaybetmiştim. Oysa benim bütün umutlarım terzilik imiş. Bu yolda yirmi yedi yıl terzilik mesleğimi yapmışım.

Zaman insafsızca davranmıştı, bir baktım yolu yarılamışım. Yolun uzunluğunu bilmeden yolun yarısından bahsetmek ne kadar mantıklı onu da bilmiyorum ya! Biz zaten hep yürüyoruz, yolun sonunu düşünen kim? Bizim için önemli olan yolun ne kadar engebesiz olduğu. Yol üzerinde bırakılmış küçük süslü armağanları amaç edinip onlara ulaşma hevesiyle gecemizi gündüzümüze katıp çalışıyoruz ve hiç dönüp arkamıza bakmıyoruz.

Geldiğimiz yolda arkada bıraktığımız sevinçlerimizi, mutluluklarımızı, hüzünlerimizi, hayal kırıklıklarımızı, başarılarımızı ya da başarısızlıklarımızı. Hep ileriye bakıyoruz, ulaştığımız yolun kenarında bırakılmış armağandan sonra daha ötedeki biraz daha büyük armağana ulaşma çabasıyla ilerliyoruz durmadan.

Oysa Alaçatı, gibi güzel belde’mizde Çeşme’de, ne sevgilere tanıklık ettik, kaç gönlü hoş ettik, nice dostluklar yaşadık. Oysaki bazen bilmeden ne kalpler kırdık? Kaç arkadaşlığı yıprattık hoyratça? Nice gözyaşı döktürdük, umursamadan. Ama hayat geride bıraktıklarını düşünmek yerine hep daha çoğunu isteyen ve bu uğurda durmadan çalışanları armağanlarla mükâfatlandırırken siz de haklısınız, ben de haklıyım geçmişin toz dumanlı yollarını düşünmemekte.

İlerliyoruz hayat denen bu yolda; bazılarımız ışık hızıyla, bazılarımız uçakla, bazılarımız herhangi bir vasıtayla, bazılarımız yaya. Hayat herkese eşit davranmıyor anlayacağınız. Herkes hak ettiğini buluyor da diyemiyoruz, hak edilmeyeni hak görüp sahiplenenleri gördükçe.

Yol kenarında duran gülü koklamaya çalışırken elimize batan dikenle kanayan elimize şaşırmamayı öğretti hayat bize. Hayat yolunda bazen sürünerek, bazen emekleyerek bazen de koşarak ilerleyeceğimizi ve bunun talihle alakası olmadığını, aldığımız kararların doğruluk oranıyla ilgili olduğunu öğretti hayat bize. Ayağımıza takılan bir taştan sonra eskisi gibi olmazsa da er ya da geç ayağa kalkacağımızı ama doğru insansan o taşa başkasının da ayağının takılıp düşmemesi için yolda atmamız gerektiğini öğretti hayat bize.

Ama hayat bize, son düzlükte hızımızın artmak yerine giderek düşmesi gibi bir sürpriz hazırlarken ve son birkaç metrede aniden gökyüzüne doğru yükselecekken biz hala en zinde, güçlü olduğumuz dönemde yol kenarındaki o küçük armağanlara kanmamayı öğretemedi, öğrenemedik.

Öğrenemedik adam gibi sevmeyi, sevilirken şımarmamayı, affetmeyi, affedilmeyecek hatalar yapmamayı, olduğumuz gibi görünmeyi ya da göründüğümüz gibi olmayı, değmeyecek insanlar için gözyaşı dökmemeyi, gözyaşı döktürmemeyi…
Kalın sağlıcakla!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme