Karasinekler itici gelir insanoğluna.
Görüntüleri, çöplere konmaları, mikrop, bakteri taşımaları nedeniyle tiksindirici bir algı yaratırlar hepimizde.
"Sinek küçüktür ama mide bulandırır"diye bir atasözümüz var mesela.
Ama ekosistemde önemli rolleri, doğaya ve yaşama faydaları çok.
Özellikle leşlere, çöplere larva bırakarak, bulaşıcı hastalığa neden olacak bir çok mikrop ve bakterinin çoğalmasını önlerler.
Enerjiye ihtiyacı olan larvalar çöpleri ve leşleri yiyerek doğayı temizler.
Böylece bir çok salgın hastalığın önü kesilir.
Bilim insanlarına göre karasineklerin yok olması ekosistemde önemli sorunlara neden olacak, salgın hastalıklar artaracaktır.
Bu yüzden onları zehirle yok etmek yerine, kendimizden uzak tutmak doğa adına en doğru yol olacaktır.
Bunun için de en iyi zehir(!) lavanta, okaliptüs ya da çay ağacı yağı kullanmaktır.
Bu üç aromatik yağ karasinekleri sizden uzak tutar.
****
Ama bir de iki ayaklı karasinekler vardır ki, siz kaçsanız onlar kovalar.
Onları lavanta, okaliptüs, çay ağacı yağı bir yana en güçlü zehir bile durduramaz.
Gittikleri her yeri pislerler.
Arabadan dışarıya izmarit, pet şişe atarlar.
Piknik alanlarında masalar kurup, keyifle karınlarını doyurur, sonra tüm pisliklerini oraya bırakıp kaçarlar.
Kaldıkları otellerin tuvaletine çocuklarının kirli bezlerini atıp, giderlerin tıkanmasına neden olurlar.
Girdikleri denize bırakın kavun karpuz kabuğunu, rakı bira şişelerini, naylon poşetlerini, pet şu şişelerini, ellerine ne geçerse naralar atarak fırlatırlar.
Köylünün badem, incir tarlasına girip talan ederler.
O kadar çıkarcılardır ki, sinekten bile yağ çıkarırlar.
Bu tür karasineklerden mutlaka uzak durmak gerekir.