Hayır.
Basit bir sözcük gibi görünüyor aslında.
Oysa öyle değil.
Hayır binlerce "evet"ten öte bir kelime.
Herkes "hayır" diyemez.
Çünkü "hayır" demesini bilmeyen insan özgür değildir.
Güçsüzdür.
Güçsüz insanın "evet" demesinin de aslında pek bir anlamı yoktur.
Bazen bir "hayır" sözü devrim yaratır.
Zaten dünya tarihindeki tüm devrimler "hayır" diyebilenlerin eseridir.
Yıl 1955'ti.
64 yıl önce bugün.
Aralık ayının ilk günü.
Amerika'da Alabama’nın merkezi Montgomery’de 42 yaşında siyah bir kadın "hayır" dedi.
Sadece "hayır"
Yer yerinden oynadı.
Sonrası devrim oldu.
Adı Rosa Lee Parks'tı.
Bir konfeksiyon atolyesinde terzi olarak çalışıyordu.
O gün iş bitimi yorgun vaziyette atölyeden çıktı.
Evine gitmek için belediye otobüsüne bindi ve siyahlara ayrılan koltukların en önüne oturdu.
O yıllarda toplu taşıma araçlarında siyahlarla beyazların oturacağı bölümler ayrıydı.
Beyazlar ön koltuklara, siyahlar en arkalara.
Eğer otobüste koltukların hepsi dolar da, bir beyaz ayakta kalırsa, siyahlar ona yer vermek zorundaydı.
O gün de öyle oldu.
Üç beş beyaz yolcu ayakta kaldı.
Şoför Rosa Parks ve yanındaki siyahların kalkmasını emretti.
Rosa'nın yanındaki üç erkek hemen kalkıp yerlerini beyazlara verdiler.
Rosa kalkmadı.
Şoför bir kez daha emretti.
"Sen de kalkacaksın!"
"Hayır" dedi Rosa, "hayır."
Şoför dahil otobüsteki tüm beyazlar şaşırmıştı.
Olacak iş değildi bu.
Bir siyah bir beyaza ilk kez hayır demişti.
Hemen polis çağırdılar.
Rosa Parks'ı orada tutuklattılar.
Rosa 4 gün gözaltında kaldı, sonunda 14 dolar para cezasına çarptırılarak serbest bırakıldı.
Emniyetten çıkarken söylediği tek sözcük vardı.
"Hayır!"
İşte bu tek sözcük, bir kaç gün içinde binlerce insanın diline dolandı.
"Hayır" kulaktan kulağa yayıldı.
Siyah rahip Martin Luther King'in önderliğinde Montgomery’deki tüm siyahlar ayaklandı.
Sayıları 40 bin kadardı.
Bu Amerikan tarihinin ilk sivil direnişiydi.
Siyahlar toplu taşım araçlarını boykot ettiler.
İşyerlerine yürüyerek gittiler.
Arabası olan siyahlar diğerlerine ücretsiz ulaşım desteği verdiler.
Taksiler otobüs bileti parasına yolcu taşıdılar.
Direniş bir yıldan fazla sürdü.
Montgomery'de hayat felç oldu..
Sonunda Federal Yüksek Mahkeme 13 Aralık 1956’da otobüslerde ırk ayrımcılığını yasakladı.
Ve direniş sona erdi.
Rosa Parks'ın bir "hayır" sözcüğü Amerika'da bir insanlık dışı uygulamanın sonu olmuştu.
Bu bir devrimdi.
Rosa gül demekti.
Siyah bir gül, dev gibi bir isyanın nedeniydi.
Rosa Parks 2005 yılında 92 yaşında hayatını kaybetti.
Defnedileceği gün şehirdeki bütün belediye otobüslerinin koltuklarına siyah kurdela takıldı.
Ve şu sözleri tarihe kazındı.
"Ben sadece diğerleri ile aynı şeyleri yapmak, aynı şeyleri yaşamak istemiştim."
Herkes sınırları kadar özgürdür.
"Hayır" diyebilenler otoritenin belirlediği sınırları yıkıp, kendi sınırlarını çizenlerdir.
Özgür insan "hayır" diyebilen insandır.