"Bugün kadınlar erkekler gibi, erkekler de kadınlar gibi savaştı”
(Kserkses)
Tarih boyu kadınlar savaşa karşı çıktı.
Çünkü savaşların en mağdurları hep onlar oldu,
Evlatlarını, eşlerini kaybettiler, tecavüze uğradılar, zulüm gördüler.
Bu nedenle de barışın sağlanması için her türlü bedele katlandılar,
Ama vatanları işgal edilince, kora kor savaşmaktan da hiç çekinmediler.
İnsanlık tarihi bunun örnekleriyle dolu.
Britanya Krallığı Fransa’yı kuşattığında Joan of Arc’lar, Kızılderililerin katliamında Apachi Lozen’ler, Anadolu’nun kurtuluş savaşında Kara Fatmalar, Nene Hatunlar, Hitler Almanyası Sovyetler’e saldırdığında Zoya’lar, İspanya İç savaşında Dolores’ler ve daha niceleri hep ön saflarda oldular.
Ama biri var ki, o sadece savaşmakla kalmadı, kadını küçümseyen, kadın aklını hor gören erkek egemen sisteme tarihin en büyük yenilgilerinden birini yaşattı.
Onun kazandığı zafer kadın aklının ve cesaretinin zaferiydi.
****
Tarih MÖ 353’tü.
Karya kralı Mausolos ölmüş, yerine eşi Artemisia geçmişti.
Kraliçe Artemisia Karya ülkesinin tek hükümdarıydı.
Kendisine bağlı toprakları Bodrum’dan yönetiyordu.
Sanatseverlerdi.
Ölen eşinin anısına dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Mausoleion'u yaptırmıştı.
Ayrıca farklı kültürleri birleştirici ve barış yanlısı bir kişilikti.
Ama bir kadının yönetimine girmek istemeyen vardı.
Özellikle erkekler tarafından yönetilen Helenler, Rodoslular ve Latmoslular!
Atina’nın kışkırtmasıyla Rodoslular Artemisia’yı devirmek için saldırıya geçtiler.
Gerisini MÖ 80’lerde yaşayan yazar Vitrivius Pollio anlatıyor.
"Bir kadının Karya'nın tüm devletlerinin yöneticisi olmasını bir rezalet olarak nitelendiren Rodoslular güçlü bir donanmayla krallığı ele geçirmek için yola çıktılar.
Ama haber Artemisia'ya erken ulaşmıştı.
Hemen donanmasının kürekçi ve denizcileriyle birlikte gizli limanda toplanmasını istedi.
Ayrıca tüm yurttaşlarının
surların üzerinde yerlerini almaları ve Rodos gemilerini gördükleri andan itibaren alkışlamalarını istedi.
Rodoslular, güçlü donanmaları ile Bodrum'daki büyük limana vardıklarında, surların üzerindeki halk onlara tezahürat yapıyor ve kenti teslim etmeye hazır olduklarını bağırıyorlardı.
Rodoslular büyük bir heyecanla kenti teslim almak için gemilerini terkedip surlardan içeri girdiklerinde, Artemisia denize açtırdığı bir kanaldan kendi donanmasını küçük limandan büyüğüne kaydırdı ve başı boş bırakılan Rodoslular'ın bütün gemilerine el koydu.
****
Ava çıkan Rodoslular fena avlanmıştı.
Gemilerine binip kaçamadıkları için Bodrum sokaklarında teslim olmak zorunda kalmışlardı.
Kentini işgalden kurtaran Artemisia'nın öfkesi bununla bitmemişti.
Ele geçirilen Rodoslular'ın gemileriyle hemen Rodos'a saldırdı.
Kendi gemilerinin, defne çelenkleriyle yaklaştığını gören Rodoslular askerlerinin zaferle döndüğünü sanarak kentin tüm kapılarını açtılar.
Böylece Artemisia hiç zorlanmadan Rodos'u ele geçirdi.
Kentin en görülen yerine de birisi kendisini, diğeri de Rodos'u simgeleyen iki heykelle bir zafer anıtı diktirdi. Yıllar sonra Rodoslular onurlarını kıran bu heykeli kaldırmak istediler ama bir anıtın adandıktan sonra kaldırılmasının günah olduğunu öngören dinsel inançları altında ezildiler. Çok çok sonraları da anıtı binalarla çevreleyerek kimsenin göremeyeceği biçimde kapattılar.(*)
****
Tarihe 2. Artemisia olarak geçen Karya Kraliçesi, zekası, cesareti ve askeri stratejisi ile bir çok antik tarihçisi ve sanatçıyı etkiledi.
Onlarca tablosu, heykeli yapıldı. Antik çağda Bodrum'da onun anısına dikilen orijinal heykel ise bugün maalesef British Museum'da.
Artemisia'nın Amazonlar'ın soyundan geldiği iddia ediliyor.
Halikarnas Balıkçısı da "Merhaba Anadolu" kitabında şöyle der;
“Bütün Ege kıyılarında Amazonların ayak izleri görülür.”
(*)VITRIVIUS POLLIO; De Architectura, ıı, 8.10-16.