TEZKERE MESELESİ

Suriye gibi olmak ister misiniz?

Mülteci olmak ister misiniz?

Ülkemizde iç savaş ya da kaos çıkmasını ister misiniz?

Peki ya gözünün içine baktığımız çocuklarımızın geleceklerinin tehlikeye  girmesini ister misiniz?

Hepinizin HAYIR dediğini duyabiliyorum. 

İşte tam da bu yüzden CHP’nin Irak ve Suriye tezkeresine hayır demiş olmasını çok değerli buluyorum.

Bana göre CHP, tezkere konusunda hayır diyerek tam bir yurtsever tavır almıştır.

CHP, iktidarın Suriye politikasındaki hatalarını iyi tahlil ettiği için tezkereye “hayır” dedi böylece çok sağlıklı ve yerinde bir karar aldı. 

Zira tezkereye evet demiş olsaydı, dış politikada sürekli eleştirdiği Erdoğan İktidarını meşrulaştıracak ve hatalarına onay vermiş olacaktı.

Aslında hazır yeri gelmişken buradan tezkereye “evet” diyenlere sormak lazım 10 yıldır ne değişti bu ülkede, Suriye politikasından ne kazanç elde ettik? diye.

Terörist örgütlerin o bölgede yuvalanması önlenemediği gibi Beşar Esad'ı devirip yerine İhvan'cı bir yönetim getirebilmek amacıyla girdiği Suriye topraklarında evlatlarımızı birer ikişer şehit verdik, halen vermeye devam ediyoruz.

En acısı da İdlib'de, Rusya destekli rejim güçlerinin hava saldırılarında 33 askerimizin şehit olmasıydı. 33 fidanı hayatının baharında toprağa verdik.

Suriye’de tezkereye evet diyerek, Suriye’nin bütünlüğünün dağılması sürecine ortak olduk, bu da yetmezmiş gibi iç savaşı destekleyerek orada bir Kürt bölgesinin oluşmasına neden olduk. Böylece durup dururken Ülkemizin hemen yanı başında yeni düşmanlar oluşturduk. 

Eğer başımızda Türkiye’nin ikbalini düşünen bir iktidar olsaydı, Esad’la (Suriye Rejimi ile) görüşüp, iş birliği yapardı.

Çünkü Suriye’nin bütünlüğü, Türkiye’nin bütünlüğü demektir.

İşte tam da bu sebeple CHP, kendi siyasi istikbal ve geleceğinden çok Türkiye’nin istikbalini düşünmüş, Ülkenin gencecik evlatlarının canı ve kanı üzerinden siyaset yapmayı kabul etmemiştir.

Yapanları da meşrulaştırmamış, bu kötülüğe ortak olmamıştır.

CHP’nin bu kararlılığını ısrarla devam ettirmesi bir zarurettir.

Ülkemiz, Suriye gibi olmasın ve mülteci konumuna düşmeyelim istiyorsak, çocuklarımızın ve Ülkemizin geleceğini düşünüyorsak bir an evvel büyük önder Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” hedefine dönmeliyiz.

Erkek evladı olan bir anne olarak; hiç kimse gencecik evlatlarımız üzerinden siyasi ikbal ve kahramanlık yapmasın.

Biz çocuklarımızı, siz iktidarınızı koruyun diye yetiştirmiyoruz!

Onların bu Ülke için yapacakları çok daha önemli işleri var.