MENÜ
İzmir
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Attila İlhan
Okan Yüksel
YAZARLAR
10 Ekim 2018 Çarşamba

Attila İlhan

1925 yılında Menemen’de doğdu. İzmir Atatürk Lisesi’nde öğrenciyken ceza yasasının 141’inci maddesine aykırı eylemlerde bulunma iddiası ile okuldan ihraç edildi. Danıştay’da açılan dava sonunda öğrenim hakkına konan yasak kaldırılınca İstanbul’da Işık Lisesi’ne girdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu. Senaryo yazarlığı, çevirmenlik, gazetecilik ve fıkra yazarlığı yaptı. Cumhuriyet döneminin en önemli şairleri arasında yer alan Attila İlhan’ın şiir, roman, senaryo ve düz yazı alanında yayınlanmış birçok kitabı bulunmaktadır. Attila İlhan, “Cebbar Oğlu Mehemmed” adlı uzun şiiriyle 1946 yılında CHP şiir yarışmasında ikinci olarak yeni edebiyatın ünlü kalemleri arasına girdi. İstanbul, Ülkü gibi halkevi dergilerinin yanısıra Türkiye Sosyalist Partisi’nin yayın organı Gün’de yayımladığı şiirleriyle Türkiye şiir coğrafyasında yerini hızla sağlamlaştırmıştır. İzmir’de bir dönem Demokrat İzmir Gazetesi’nde genel yayın yönetmenliği ve başyazarlık yaptı.

AN GELİR’ ATTİLA İLHAN ÖLÜR

‘An gelir Attila İlhan ölür’ diye bitse de şiiri, ölüme inat her dizesinde nefes alan şiir işçisi, ışıltısını kaybetmemiş eserleriyle bir cevher, Türk şiirinin mihenk taşlarından biridir Attila İlhan. Yüreği memleket için çarpan bir derya deniz, fikirlerinin aydınlığında, kalemiyle karanlığa direnen, fikir adamıdır Attila İlhan. “Bin başlı on bin ayaklı sanki bir devdiler / grev oylamasında hep bir ağızdan grev dediler” diye haykıran emek savaşçısı, “Laiklik, şeriatın siyasi iktidar olmasına, devleti ele geçirmesine, tahakkümüne direnmek anlamına gelir” diyen dirençli bir gazetecidir Attila İlhan.
Vatandır, millettir, partizandır, Gazi’nin emrinde kuvvacı bir militan, insanlarına aşık sevda adamıdır Attila İlhan. Şairdir, yazardır, gazetecidir. Şiirdir, aştır, yalnızlıktır. Unutulmaz izler bırakmış bir kaptandır Attila İlhan…

Bir Sonbahardı
Sisler bulvarından
Pia’nın ellerinden tutmuş
Güneşler açarak Attila İlhan geçiyordu…

***

“Başlangıçta daima şairler vardı” der, Duvar’ın sunu yazısını sonlandırırken Attila İlhan; “Başlangıçta daima şairler olacak. Duvardaki şiirler belki harbi etiyle kemiğiyle yaşamamış ama gazete, radyo ve sinema yoluyla bir yandan; fırında kaybolan ekmek, seferber edilmiş ordu, pasif korunma ve karartmalar yoluyla öbür yandan; onun sertliğini ve hainliğini ‘etinde duymuş’ bir harb delikanlısının şiirleri.”
Attila İlhan’ı Attila İlhan yapan kitap Duvar için de Nazım Hikmet şöyle der; “Duvar beni çok sevindirdi. Attila İlhan gayet soylu, özlü şair, pek beğendim. Aşk olsun delikanlıya!”
Şiir dışında roman, deneme, anı, eleştiri, çeviri ve senaryo alanlarında ülkemizin en önde gelen isimlerinden Attila İlhan kendi söyleyişiyle “Türk şiirine gökten zembille indi.”
“Kaman civarında bahar gelince / yıkılır ovadan abdal çadırları” dizeleri ile başlayan; “Aynı akşam doğurmuş karısı Döne / mavi gözlü bir çocuk sarışın / bir avuç toprak sarmışlar altına /
ve Kemal koymuşlar adını” dizeleri ile sona eren Cebbar Oğlu Mehemmed şiiri Attila İlhan’ı daha 21 yaşında Türkiye şiir gündemine oturtmuştur. Hem de Cahit Sıtkı Tarancıların, Fazıl Hüsnü Dağlarcaların arasında CHP 1946 şiir yarışmasında ikinci olarak.
Divan ve halk şiirimizden beslenen şiirini, Avrupa sanatıyla bütünleştirme yolunu açan Attila İlhan’a göre, “Şairin bir kere sağlam bir tarih görüşü olacak. Yanı sıra sağlam bir destan anlayışı olacak. Daha sağlam bir estetik yapısı olacak. Bunlara sahip olmak da yetmez. Ayrıca yeni ve güzel olacak. Yaratıcı olacak. Yani kendi görüşleri içinde değişik (orijinal) düzenler kurabilecek. Ancak bunların sonucunda çıkarsa, ortaya bir ‘şaheser’ çıkar. Çıkarsa diyoruz, ihtiyatımıza sebep, eserlerin pek çok olmasına mukabil, şaheserlerin pek kıt olması, binde bir denecek derecede az yaratılabilmesidir.”
Gece Buluşması’ndaki bu dizeler, bu şaheserler arasında yer alır mı, Türk okuyucusu kararını alacaktır: “Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin / Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç / Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu / Ben senin olmadığını arıyorum / Belki gelmem, gelemem beş dakika bekle git”
Kitaba adını veren “Ben Sana Mecburum” şiiri bütünüyle olmasa bile, ilk beş dizesiyle dillerden düşmez: “Ben sana mecburum bilemezsin / adını mıh gibi aklımda tutuyorum / büyüdükçe büyüyor gözlerin / ben sana mecburum bilemezsin / içimi seninle ısıtıyorum”
“… yaratma ve bileşim yetisi olan şairler için, etkiler daima faydalıdır.” diyen Attila İlhan şu dizeleri ile insanı yüreğinin ta orta yerinden patlatırcasına etkiler: “boynuna o yeşil fuları sarma çocuk / gece trenlerine binme / kaybolursun / sokaklarda mızıka çalma çocuk / vurulursun”.
“Sen Beyaz Bir Kadınsın” şiiri insan ögesi içinde bir başka güzelliğin ‘şairane’ anlatımıdır. Toplumsal gerçekçi Türk şiirinin öncülüğünü, yıllar boyu tek başına sırtlanan Attila İlhan’ın, değil tüm yapıtları, bir tek şiiri için bile başlı başına bir yazı yazılması gerekir. Çok yönlü sanatçılığının yanı sıra şiirlerinin her birinde ayrı bir haz ve güzellikler sunan Attilâ İlhan’ındır şu dizeler: “Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Yağmur giyerlerdi son baharla bir / bıraksam korkudan gözleri sislenir / Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme