MENÜ
İzmir
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ALSANCAK STADI’NDA  SİYASİ  OYUNLAR MI VAR?
Sedat Kaya
YAZARLAR
8 Mayıs 2021 Cumartesi

ALSANCAK STADI’NDA SİYASİ OYUNLAR MI VAR?

 

Hürriyet Ege ilavesinde bir haber okudum.

Yapımı süren Alsancak Stadı’na yeni isim aranıyormuş.

İzmir futbolunun dinamikleri (kimse bu dinamikler)  “Metin Oktay mı yoksa Mustafa Denizli mi” olsun diye tartışıyormuş.

Biliyorsunuz, bu tartışmayı başlatan aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.

2014 yılında o dönem spor yorumcusu olan Rıdvan Dilmen’in programına bağlanmış ve Dilmen’in “stada Mustafa Denizli adının verilmesini önerisini” destekleyerek, “Altay’da Mustafa Hoca semboldür. Yakışır. Sol ayağı tartışılmaz zaten" demişti.

Doğru.

Mustafa Denizli İzmir’in yetiştirdiği çok çok önemli değerlerden biridir ve ismi her yere yakışır.

Ancak, burada bir sorun var.

Alsancak Stadı sadece Altay’ın değil ki.

O statta Altınordu’nun da hakkı yok mu?

Hem de devletten resmi belgeli.

Şöyle ki.

Altınordu Kulübü 1971 Akdeniz Oyunları’nın yapılması için şimdiki Alsancak Spor Salonu ve Yüzme Havuzu’nun bulunduğu yerdeki sahasını devlete terk etmemiş miydi? 

Bunun için 1962 yılında, o zamanki adı Başbakanlık Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü ile protokol yapıp, verdiği saha  karşılığında Alsancak Stadı’nı Altay ile birlikte kullanım hakkını elde etmemiş miydi?

Devlet kendi imzasıyla Altınordu’ya verdiği bu hakkı şimdi nasıl geri alabiliyor?

Bu olacak iş mi?

Mahkemelerimizde kocaman harflerle “Adalet Mülkün Temelidir” yazar.

Bir hakkın gasp edilmesi midir adalet?

Ayrıca 14 Aralık 2019 tarihinde, Eski Başbakan ve dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım, stat inşaatını dolaşıp “Yeni stat Altay Spor Kulübü’ne, Altınordu Futbol Kulübü’ne ve tüm kulüplerimize hayırlı olsun” diye tweet atmamış mıydı?

Devlette devamlılık esas değil midir?

Yoksa bu tweet Altınordulu futbolseverlerden oy almak için mi atılmıştı?

Ne oldu da bu stattan birden Altınordu’nun ismi silinmeye çalışılıyor?

İnsanın ne aklı, ne vicdanı bunu kabul eder.

*  *. *

İzmir’de konuşulanlar hoş değil.

Ve eğer söylenenler doğru ise hiç ama hiç hoş değil.

Deniliyor ki; Altay’ın eski futbolcusu AKP milletvekili Alpay partisinin İzmir’de güçlenmesi için bu konuda kulis yapıyor. İktidar da Mustafa Denizli ismini kullanarak, İzmirli futbolseverlerin gönlünü kazanmaya çalışıyor.

İnsan bunlara inanmak istemiyor.

Umarım doğru değildir.

*  *  *

Ben 35 yıl aralıksız spor yazarlığından ekmeğini kazanmış ve emekli olmuş bir gazeteciyim.

Mesleğe İzmir’de başladım ve 10 yıldan fazla İzmir’de çeşitli gazetelerde çalıştım. 

Alsancak Stadı’nda sadece Altay’ı izlemedim.

Altınordu’yu, Karşıyaka’yı, Göztepe’yi, İzmirspor'u,Yeşilova’yı, hatta Ülküspor’u bile izledim.

Çoğunun şampiyonluklarını gördüm.

Sevinçlerine, hüzünlerine ortak oldum.

Benim için o stat İzmir’indir.

Kullanım hakkı da Altay ve Altınordu’ya aittir.

“Alsancak” ismi kimi rahatsız etti de, şimdi yeni isim aranıyor?

Neden “Metin Oktay ve Mustafa Denizli” isimleri birbiriyle yarıştırılıyor?

Yakışır mı?

Metin Oktay’ın da, Mustafa Denizli’nin de isimleri siyasi çıkarlara alet edilebilinir mi?

Eğer edilmiyorsa bile böyle bir algı neden yaratılır?

Eskiler “şüyuu vukuundan beter” derlerdi.

Diyelim ki gerçek değil ama algısı bile gerçekliği kadar beter! 

O stada iktidar tarafından “Mustafa Denizli” ismi verilirse, İzmir’de futbolseverler kutuplaşmayacak mı?

Şimdiden kutuplaşma başladı bile.

Eğer ille de yeni bir isim verilecek ise, bu neden İzmir halkına sorulmuyor?

İddia ediyorum, sorsunlar İzmirliler’in büyük bölümü ismi “Alsancak Stadı” kalsın diye görüş belirtir.

Ama sormazlar.

Soramazlar.

Çünkü işlerine gelmez.

 

*  *.  *

 

Bir anı.

1981 yılıydı.

Transfer ayı.

Altay’ın efsane başkanı rahmetli Rıdvan Burteçin’in ofisinin önünde toy bir muhabir olarak bekliyorum.

Gelen giden futbolcuların fotoğraflarını geçiyorum.

Öğle saatlerinde menajerler genç bir futbolcu getirdi.

Kaleciymiş.

Altay ile profesyonel sözleşme imzalayacak.

Ancak, bir hafta önce Altınordu ile de imzalamış.

Yönetmeliklere göre aynı sezon iki kulüple sözleşme imzalayan bir futbolcu o sezon futbol oynayamıyor ve cezası sonunda ilk imza attığı kulübe gidiyor.

Rahmetli Rıdvan Burteçin ofisinde bir anda ayağa kalkıp, kaleciyi getiren menajerlere sert çıktı.

“Altınordu bizim kardeş kulübümüz. Onların aldığı bir futbolcuyu bize nasıl getirirsiniz? Evet, kaleciye ihtiyacımız var ama bu böyle olmaz. Altay kulübü kimsenin hakkını yiyemez. Altınordu’yu ikna edin ve öyle gelin.”

Menejerler kaleciyi de yanlarına alarak başları önde gittiler.

Birkaç gün sonra gelip, sözleşme imzaladılar.

Çünkü Altınordu kulübünü ikna etmişlerdi.

O kaleci sonradan yıllarca Galatasaray’da ve Milli Takımımızda forma giyen Hayrettin Demirbaş’tı.

"Göçmen Hayrettin".

 

* *. *

Altay'ın lakâbı, "Büyük Altay”dır.

Büyüklüğü sadece futboldaki başarısı, kupaları değildir.

Asıl spor ahlâkı, centilmenlik, adalettir.

Altınordu’nun hakkını yemek Altay’a yakışmaz.

Bugünün yönetiminedir bu sözlerim.

Siyasi oyunlara kapılıp da, kardeş kulüp Altınordu’nun hakkının yenmesine izin vermeyin.

Altay’ın tarihine kara bir sayfa açmayın.

Yakışmaz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme