"Üç şırfıntı kız çıktı güneşli bir günde..
Lindane Le'ye giden yola..
Eteklerini süpüre savura..
Üçü birden şınanay diyerek..
Ve askerler gibi uygun adım..
Ve sonra salınarak..
Üçü birden trallala diyerek."
*. *. *
İsveç'in ünlü şairi Gustaf Fröding'in mısraları bunlar..
Üç şırfıntı kızın başına gelenleri anlatan bir şiir.
Adı da, Üç Şınanay Şırfıntı..
Orijinal ismi Tre Trallande Jantör..
Şiir ormanda sereserpe davranan üç kızın, bir anda karşılarına çıkan üç üniversiteli erkek tarafından taklit edilmeleriyle nasıl utandıkları anlatıyor..
Felix Körling beslemiş bu şiiri..
Şarkı özellikle 1900'lü yılların başında çok tutulmuş..
İsveçli gençlerin dilinden düşmemiş..
Peki bunun bizimle ve 19 Mayıs ile ne alakası var?.
*. *. *
Selim Sırrı Tarcan Türkiye'nin ilk spor yöneticilerinden biriydi..
Beden Terbiyesi Başmüfettişiydi..
Sporcu gençler yetiştirmek için projeler geliştiriyor, yarışmalar düzenliyordu..
İsveç Kraliyet Askeri Beden Eğitimi ve Jimnastik Akademisi'nde okumuştu..
Üç Şinanay Şırfıntı isimli şarkının melodisinden çok etkilenmişti..
Türkiye'ye dönerken, bu şarkının notalarını da yanında getirmişti..
Ona göre bu şarkı gençler için iyi bir marş olabilirdi..
İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’nun Türkçe öğretmeni arkadaşı Şair Ali Ulvi Bey’e notaları verdi..
Bir güfte yazmasını istedi..
O günlerde 1. Dünya Savaşı sürüyordu..
Osmanlı çok cephede yeniliyordu..
Gençlik umutsuzdu..
Halk çaresizdi..
Şair Ulvi Bey bu umutsuz havayı dağıtacak bir güfte yazmayı planladı..
Marş gençleri harekete geçirmeliydi..
Günlerce uğraştı..
1916 yılında bitirdi..
Artık marş hazırdı.
Özellikle gençlerden büyük ilgi gördü..
Halk tarafından çok sevildi..
Herkesin dilindeydi..
Askeri okullarda çalındı..
Sonra Kurtuluş Savaşı'nın ateşleyici oldu..
Mustafa Kemal Samsun'a çıktığında arkadaşlarıyla bu marşı söylemişti..
Cumhuriyet kurulduktan sonra her yerde söylenmeye başlandı..
Artık ulusal birliğin marşıydı..
20 Haziran 1938’de de 2400 sayılı yasayla 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın resmi marşı oldu..
Adına "Gençlik Marşı" konuldu.
*. *. *
"Dağ Başını Duman Almış.
Gümüş Dere Durmaz Akar.
Güneş Ufuktan Şimdi Doğar.
Yürüyelim Arkadaşlar.
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin.
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin.
Bu Gök, Deniz Nerede Var.
Nerede Bu Dağlar Taşlar.
Bu Ağaçlar Güzel Kuşlar.
Yürüyelim Arkadaşlar.
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin.
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin.
Dağlar Taşlar Güzel Kuşlar.
Ya Bu İnsanlar İnsanlar.
Güneş Ufuktan Bir Gün Doğar
Yürüyelim Arkadaşlar
Sesimizi Yer, Gök, Su Dinlesin..
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin.."
(Sedat Kaya, Datça)