Bizim köyde bir balıkçı..
Adı bende saklı..
Doğma büyüme buralı..
Doğma büyüme denizci..
Küçük kayığıyla her akşam ağını atar, sabah gün doğmadan toplar..
Deniz ne verdiyse artık..
Bir iki kilo sokkan ya da barbun..
Şansı varsa çok ender sinarit ya da akya..
Bazen melanur, ya da mercan..
Rızkına ne çıktıysa..
Hemen sahile yanaşır, tuttuğu balıkları taze taze satar..
Kazandığıyla ailesinin geçimini sağlar..
Hepsi bu..
*. *. *
Geçen gün avdan dönüyor bizim balıkçı..
Tuttuğu iki kiloya yakın sokkan ve iskorpit..
Ovabükü'nde bir müşteriye satıyor balıkları.
Aldığı para sadece 30 TL..
O anda dört takım elbiseli, kravatlı adam yaklaşıyor yanına..
"Yasak!"
Gelenler devlet memurları..
Muğla Tarım İl Müdürlüğü'nden..
"Burada balık satmak yasak arkadaş..Yasayı çiğnedin, sana beş bin lira ceza keseceğiz."
Bizim balıkçı şaşkın.
Ürkek..
Beş bin lira onun için büyük para..
İki aylık kazancı..
"Yapmayın abiler, etmeyin abiler" diyor..
Dinleyen kim?.
Memurlar tam cezayı kesecekler, bizim Ozbilen Gokgol giriyor devreye..
Başlıyor sormaya..
*. *. *
-Neden ceza kesiyorsunuz, bu adamın suçu ne?
-Yasaya göre böyle ulu orta balık satmak yasak..
-Nerede satacak peki?
-Hayıtbükü'ndeki balıkçı barınağında..
-Peki barınağın bir sorumlusu var mı ?
-Var..
-Sorumlu balıkçı mı?
-Hayır.
-Sorumlu balık satılabilecek bir yer açtı mı?
-Hayır..
-Yer açmadıysa bu adam balığı nerede satacak?
.....
- O zaman bu cezayı kesmeniz adaletli mi?
...
*. *. *
Özbilen'i dinleyen memurlar yumuşuyor..
Bizim balıkçıyı affediyorlar..
Ama bir kere daha yakalanırsa cezayı yiyecek..
Tam beş bin lira..
Bu kez af yok..
Bu olaylar gerçekleşirken, Ovabükü açıklarından büyük troller geçiyor..
Karadeniz'den gelen tekneler bunlar..
Binlerce kolyosu ağa dolduruyorlar..
Palamut, Orkinos, Kılıç..
Hiç bir balığın gözünün yaşına bakmıyorlar..
Denizde katliam yapıyorlar..
Bizim balıkçının tuttuğu bir avuç balığa ceza kesen devlet, Karadeniz'den gelen dev trolleri görmüyor..
Ya da görmek istemiyor..
Katliamı seyrediyor..
Sadece balıkta değil..
Balda, ette, sütte..
Adam iktidara sırtını dayamış, labratuvarda sentetik bal üretip, satıyor..
Gazetelere, televizyonlara reklam üstüne reklam veriyor.
Onu görmeyen devlet, evinin önünde bal satan köylüye 3 bin lira ceza kesiyor..
Süt satmak da yasak..
Yerli tohum da..
Yakında büyükşehir yasası nedeniyle kümes de yasaklanacak..
Ahır da..
Sonrası battı balık yan gider..
İstikamet Süpermarketler..
Marş, marş!..
*. *. *
Bugün köy kahvesinde oturuyorum..
Çay demlendi, servis yapıldı..
Konumuz yasaklar..
Köylüler şikayetçi.
"Neden?" diyorlar, "neden bu yasaklar?"
Kapı komşum, kahveci Ömer cevap verdi..
"AB Uyum Yasalarından."
Doğru..
Doğru da..
Yargıda, insan haklarında, basın özgürlüğünde, fikir özgürlüğünde, sosyal haklarda, işgüvencesinde, daha bir çok demokratik konuda uygulanmayan "AB Uyum Yasaları" köylüye neden uygulanıyor?.
Ürettiği için mi acaba?.
Ne dersiniz?
(Sedat Kaya, Datça)
29 Nisan 2017
