''İnsan Hakları'' hemen şimdi!

Toplamsal ve bireysel anlamda herkes için "İnsan Hakları" diye haykırıyoruz her yerde!..

İşyerlerinde, bireysel ilişkilerde, sokakta, alanlarda hak arayışlarında; gözaltında, cezaevlerinde, eğitim birimlerinde...

Başta da vurguladık ya...

İnsanın var olduğu her yerde "İnsan Hakları" herkes için geçerli!..

Ve insan; bir gün kendisi, bir gün içinde yaşadığı ülke halklarının koşulları gereği "İnsan Hakları" savunucusu oluyor...

Kimi zaman da, yan yana olmasa bile bir başka coğrafyadaki ihlallere dikkat çekmek için uluslararası alanda protestoyu yeğliyor ve giyiyor formayı:

"İnsan Hakları... Sahada ve saha dışında!"

Usta yazar Umur Talu, yurt dışından dikkatimizi çekti konuya...

Milli Takımımızın Hollanda ve Norveç maçlarında elde ettiği skorlarla Dünya Kupası Elemeleri'nde "Zafer sarhoşu" olduğumuz şu günlerde...

Koronavirüs salgınında 3. dalganın zirveye yaptığı şu günlerde "nereden çıktı şimdi insan hakları" diye sormayın şimdi!

Tam da zamanı!

Dünya Kupası Eleme Grubu'ndaki rakibimiz Norveç'in, İspanya'daki karşılaşma öncesinde milli marşlar çalınırken tüm takımın taşıdığı tişörte dikkat çekiyordu Talu ve Noveç'in dünyaya seslenişini aktarıyordu:

"İnsan Hakları... Sahada ve saha dışında!"

Aynı tişört geçtiğimiz cumartesi akşamı Türkiye maçı öncesinde de vardı ve bizim spiker sözünü bile etme gereği duymamıştı! Belki de yabancı dili olmadığından!

O gece, Hollanda Milli Takımı da Letonya maçı seremonisine benzer bir tişörtle çıkmış; Danimarka da Moldova maçında aynı tavrı göstereceğini açıklıyordu...

Nedir bu ülkelerin sorunu?

Neden böylesi uluslararası bir kupa eleme mücadelesi öncesinde "İnsan hakları" savunusu yapma gereği duyuyorlar?

Soruları geliştirerek yinelemek olası...

Evet onların sorunu görmezden gelinen "insan hakları"...

Norveç kulüpleri Katar'da düzenlenecek olan Dünya Kupası'nın bu ülkeden alınmasını istiyor; milli takımı da 2010'dan bu yana Katar'da stat ve altyapı inşaatlarında "iş kazası"nda ölen en az 6 bin 500 göçmen işçiye dikkat çekiyordu. The Guardian'ın derlediği bilgilere göre, bu istatistiğe Filipinli ve Kenyalı ölü işçiler dahil değildi...

FIFA da, protestolar nedeniyle Norveç'e ceza verilmeyeceğini, "ifade özgürlüğüne ve futbolun iyileştirici gücüne inandıklarını açıklıyordu...

Ve o başka dünyaların insanlarını dikkate alarak Katar'dan şikayetçi olan Norveç'te yılda 50 kadar iş kazası ölümü varlığından söz eden Umur Talu, bu ülkenin 2017'de Kore'de Samsung'la inşa ettiği petrol platformunda ölen 6 işçisinin hangi ülke istatiğine girdiğini de sorguluyordu!

Protestoya ilişkin yazıyı okurken ister istemez düşünüyor insan:

"Katar'a karşı ulusal takımlar düzeyinde ihlallere karşı insan hakları anımsatması yapılarak gerçekleştirilen protestoya Türkiye de katılsa ya..."

Gerçekten şu ortamda...

Yani Katar ile ilişkilerin en üst düzeyde gerçekleştiği...

Alış-verişin "verimli" boyutta geliştiği bir süreçte böyle bir protesto olabilir mi hiç?

Ne saçma düşünce!

Peki ne oluyor benim ülkemde? Türkiye ne yapıyor?

Ne yapıyor biliyor musunuz?

Güzel ülkemin ulusal takımının Dünya Kupası elemelerinde iki güzel sonuç amasını fırsat bilip, olayı siyasallaşmaya götüren

özerk futbol federasyonu, koronavirüsün 3. dalgasının zirve yapıp günlük vaka sayısının 30 bini aştığı bir süreçte bugün oynayacağı Letonya maçına stat kapasitesinin yüzde 15'i kadar izleyici alınacağını açıklıyor!

Haydi buyrun bakalım!..

İş kazalarında yılda 1500-2000 kadar ölümün (meslek hastalıkları hariç) yaşandığı...

Son bir yılda ise koronavirüsten 31 bini bulan ölümün görüldüğü ülkemizde insanlar virüse karşı çaresizliğe ve önlemlere "isyan" ederken, bu karar ne anlama geliyor doğrusu çözmek zor!

İşte o zaman dayanamıyor, haykırıyor:

"İnsan hakları... Hemen şimdi!.."

Yorum Ekle