Mavi, bir renkten daha fazlası bence. Sonu olmayan bir gökyüzü, umut dolu bir deniz...
~Cemal Süreya~
Cemal Süreya......
Has Şair o..
TRT'de şöyle tanıtmıştı kendini;
"1931 yılında doğdum.
1937 yılında annem öldü. 1944 yılında Dostoyevski’yi okudum.
O gün bugündür huzurum yoktur. Biyografim bu kadar!"
***
Cemal Süreyya
yıllar sonra girdiği bir iddiayı kaybedince soyadındaki “Y” harflerinden birini çıkardı..
Artık Cemal Süreya’ydı..
Dört kez evlendi, 26 farklı evde yaşadı.
Onlarca iş değiştirdi..
Maliye Bakanlığında çalıştı, darphanede müdürlük yaptı..
Sonunda şair oldu..
Hem de büyük şair!
Oysa o bu büyüklüğü hiç kabul etmedi..
Şöyle tanımladı kendini;
“Çok şükür, büyük şair değilim..
Ama bir sır söyleyeyim mi kulağına..
Cins şairim ben!.
Çıkar giderim.
Nişancı bir şairim,
Gözünden haklarım imgeyi.”
*. *. *
Sunay Akın'dan ilginç bir anekdot;
"Cemal Süreya Darphane'de müdür; paranın yerinde şair müdür. Bütün yolsuzlukları tespit edip, rapor etmiş, Ankara'ya göndermiş, mükafat bekliyor. Ama ses yok. Bir daha yazıp bir daha göndermiş.
Çok geçmeden zamanın bakanı Darphane'yi teftişe gelir. Gelir ama Cemal Süreya’nın elini bile sıkmaz.
"Bu kapının arkasında ne var?" diyerek bütün odaları dolaşır. Cemal Süreya’ya hiç muhatap olmaz, yardımcılarına sorar. Bu kapının arkasında ne var, burada ne var.. İki saat dolaşıyor ve gidiyor.
Giderken Cemal Süreya der ki:
"Bir kapı var ki, onu size hiç açmayacağız".
"Hangi kapı, ne kapısı" der bakan.
"Gönlümüzün kapısı".
Bakan gider, bir rapor hazırlar: Darphaneyi gezdim, çok pis buldum. Müdür Cemalettin Seber’i (Cemal Süreya) görevden alıyorum. Cemâl Süreyâ bu yazıyı alınca bir basın toplantısı düzenler, der ki:
"Bakan haklı, gerçekten de o gün şanlı Darphane, tarihinde ilk defa kirliydi. O da Sayın Bakanın burada teftişte olduğu saatlerdi."
****
"Datçalı Gazeteci" Sedat Kaya ile devam edelim;
"O kabul etmese de büyük şairdi..
Aşk şiirleri yazdı..
"Annesinden dayak yediği halde,
yine ‘Anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk."
Özlem şiirleri yazdı!
"Özlem kapıda yine,
zarf zarf akıyor kapımın altından,
gülümsemen bırakmıyor gözlerimi."
Ayrılık yazdı!
" Önce sevdiğiniz terk eder sizi,
ardından uykunuz.
Sonra ne sevdiğiniz geri gelir,
ne de uykunuz.."
Sevda yazdı!
" Okyanusta ölmez de insan,
gider bir kaşık ”sevda” da boğulur."
Yalnızlık yazdı!
"Ne olmuş her fırsatta kendimle konuşuyorsam?.
Bakma sen yanlış demiş eskiler,
Kendi kendine konuşana deli değil,
yalnız derler."
Martı, Deniz, Rakı yazdı!
Özgürlük sevdalısıydı..
Derlemeler, çeviriler yaptı..
Onlarca kitaba imza attı..
31 yıl önce bugün öldü..
"Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür,
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca aldığın şu hayat
Fena değildir.
Üstü kalsın."
O hep,
“Özgürlüğün geldiği gün, o gün ölmek yasak” demişti..
Yıllarca kimliğini gizlemekten hiç özgür olamadı…
Yine de vatanını çok sevdi..
"Ne demiş uçurumda açan çiçek,
Yurdumsun ey uçurum!."
***
Aziz Nesin; Sartre ve Cemal Süreya için neden ‘Dünyanın en küçük devletleri. İkisinde de bir devlet olabilecek kadar birikim var.’ demiştir.
Cemal Süreya...
Türk şiirinin tartışılmaz kilometre taşlarından bir şair o!
İkinci Yeni’nin usta şairlerinden Cemal Süreya...
Şiiri dışında düzyazıları da lezzetlidir Süreya'nın.
"Her şeye direnen, sadece şiire teslim olan bir şair" tanımı, ona ne kadar uyuyor?
Anısına saygı ve özlemle..
İyi ki bu topraklarda yaşadı, yazdı!..
Bugün, günlerden "şiirimize damga vuran şair" Cemal Süreya...