"Kubilay Bey,
temiz kanıyla Cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır!
İmza:
Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemâl"
Cumhuriyet ve devrimlerinin simgelerindendi…
Öğretmenliği sırasında yedek subay oldu!
Bilgenin dediği gibi;
“Bir kaşık tuzu bulunsun diye vatan macerasında,
Paşalar Paşası'nın kumandasında!..”
Artık ülkenin kaygılarını dağıtan umutlarını yeşerten Mustafa Kemâl’in önderliğinde!..
Özgürlük için kılıç çekmişlerin…
Karanlığa karşı dövüşenlerin gerçekleştirdiği devrimin askeriydi o!
Onurlu bir yaşam seçmişti yedek subay Kubilay!..
“Menemen Olayı” değildir
Kubilay ve bekçiler Hasan ve Şevki Bey’lerin katli.
“Kubilay Olayı”dır!.
Bu şekilde anılması doğrudur!
Manisa’da yuvalanmış tarikatların ve oradan Menemen’e gelmiş gericilerin...
Cumhuriyet'e, devrim ve ilkelerine karşı başkaldıran emperyalizm kuklası hilafet yanlısı yobazların işidir!
****
Fatma Vedide Hanım
Devrim Şehidi Kubilay'ın eşiydi...
Onun şehit edilişini Balıkesir-Gönen’in Tuzaklı Köyü’ndeki öğretmenliği sırasında öğrendi.
Haberi aldığında;
“Kubilay'ım gitti, yüreğim sızlıyor. Fakat icabında her muallim(öğretmen) gibi ben de oğlum Vedat da kutsi inkılâp uğrunda ölmeye hazırız.” demişti...
****
90 yıl geçmiş o kara kapkara günden bu yana..
Mustafa Fehmi Kubilây’ın üniformasıyla çektirdiği, hafızalardan silinmeyen-silinmeyecek rötuşlu vesikalık siyah-beyaz fotoğrafı neyi anımsatıyor?
97 yıllık Cumhuriyet'e, devrime, ilkelerine inancı!
Kurucu felsefeyi...
19 Mayıs ruhunu...
Umudu…
Direnmeyi...
Aydınlanmayı!..
Tiyatro Yönetmeni ve Yazarı Haluk Isık Hocam'ın dediği gibi;
"Ekmeği nasılsa buluruz, bizler onu özgür, bağımsız, çağdaş, lâik ve bir hukuk devletine yakışır biçimde paylaşıp çoğaltacağımız Türkiye Cumhuriyeti'nin derdindeyiz."
****
Yedek subay Kubilay, Hasan ve Şevki beyler, gericilerle yobazlıkla mücadelenin sembolüdür.
Onlar;
"İnandılar, dövüştüler, öldüler!.. "
Bizler, "Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz!.."
Şehit kanlarıyla kurulmuş Cumhuriyetimiz uğruna canını veren devrim şehidi Kubilay’ı, bekçilerimiz Hasan ve Şevki beyleri katledilişlerinin 90. yılında,
Menemen-Emiralemli şair "Edebiyatın Kaptanı" Attilâ İlhân'ın "Mustafa Kemal" şiirinden dizeler ile,
-ayağa kalkarak- saygı ile anıyorum.
Şair, bu şiirinde Cumhuriyetimizin Kurucu Önderi Atatürk'ün izlerini silmek isteyenleri yazmıştı;
(...)
diz dövdüm
gözlerim şavkı aktı sakarya'nın suyuna
sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im
nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
şol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im
(...)
ankara'nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım
gözlerimin yaşına bak
ankara kalesi'nde rasattepe'de
bir akça şahan gezer dolanır
yaşın yaşın mezarını aranır
şu dünyanın işine bak
mustafa'm mustafa kemal'im"