Televizyonun olmadığı yıllarda her cuma radyodaki TRT'deki "Radyo Tiyatrosu" ndan anımsardım onu.
Hem oynar, hem de yönetildi
Günümüzde çoğu kişi "Kurtlar Vadisi" dizisinden de bilir...
Oysa, dile kolay 67 yıl vermişti tiyatroya oyuncu, yönetmen ve akademisyen olarak!..
O, Ankara Devlet Tiyatrosu bahçesine yaşarken büstü dikilen, bir sahneye de adı verilen tek sanatçıydı.
Dünyasıydı tiyatro. Shakespeare ne güzel söylemişti?;
"Bütün dünya bir tiyatro.'' Hep derdi;
"Biz aktörler o kadar şanslıyız ve masumuz ki, sahnede canlandırırız sonra sahnede ölürüz. Millet alkışlarken kalkar selam veririz. Dışarıdaki dünyada öldürdüler mi kimse ayağa kaldırmıyor, fark bu..."
****
Bozkurt Kuruç...
Türkiye'de tiyatronun dev ustası! "Ekşi Sözlük'' bakın nasıl yer vermiş ona;
"Bu mesleğe bu ülkede -ne yazık ki- en güzel günlerini yaşatmış, o günlerden bize kalan ve o günlerin tekrar geleceğine inançla, pes etmeden çalışan, tiyatro sanatını layığıyla yaşatan bir avuç insandan biridir, hepsinin ustasıdır..
Ona saygı ve vefa: sanatına borcudur tiyatro sanatçısının ve tiyatro seven herkesin.
Yaşam serüveni, ardından gelen nesillere her anlamda örnek bir sanatçı ve bir usta olarak devam etmekte. onun kadar kültürlü, bilgili, çalışkan, zeki, hayatı bu derece zevk alarak yaşayan, sanatına bu denli sadık bir sanatçı zor bulunur.
Neyse ki yetiştirmiş olduğu birkaç usta daha onunla birlikte tiyatroyu gerçek anlamda yaşatmakta ve öğretmektedir.
Onu tarif eden en güzel cümle: 'Devlet tiyatrosu bir çınarsa, Bozkurt Kuruç gövdesidir.' olmuştu."
1989 – 1998 yılları arası Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olan ve halen Devlet Tiyatroları Edebi Kurul Başkanlığı yapan
Büyük Usta'yı kaybettik.
Yönettiği sayısız oyunla hafızalarımızda yer etmiş, rol aldığı oyunlarla akıllarımıza kazınmış, yetiştirdiği sanatçılar ile Türk tiyatrosunun gelişmesine büyük katkı sunmuştu Bozkurt Hoca.
Tiyatroda bir dönem onunla kapandı.
"Kimi gittikçe kalır,
Kimi kaldıkça gider"
der şair.
Bozkurt Kuruç, hep kalplerde yaşayacak.