Bu hafta yazmak istediğim konu aslında AKP fetvacılarından Hayrettin Karaman’ın “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caiz değildir...” sözü üzerine İslam dininin ne olup olmadığı hakkında olacaktı ancak Sayıştay raporlarının açıklanması üzerine bu konuya değinmek elzem oldu.
Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta Sayıştay, Cumhurbaşkanlığının ve Kamu Kurumlarının mali faaliyetlerinin izlendiği, “2020 Denetim Raporlarını” açıkladı.
Açıklanan raporlara göre Cumhurbaşkanlığı Saray’ının günlük! harcamasının 7.9 milyon TL olduğu ortaya çıktı.
Bir konuşmasında “Bu hayatın albenisine kendisini kaptıran insan, dünyasını da ahiretini de kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir" diye söyleyen AKP’li Cumhurbaşkanı eşiyle birlikte sarayında yıllık 2 milyar 896 milyon 174 bin 350 TL harcamış.
İsraf olmasın diye halka, elma kabuklarından sirke yapın, porsiyonlarınızı küçültün, tasarruf için mangoyu! kurutup saklayın diyen Emine Erdoğan'ın Saray Mutfağındaki harcamaları bir önceki yıla göre % 64 oranında artarak 5.4 milyon liraya ulaşmış.
Yine “Dolarla mı maaş alıyorsunuz?” sorusuyla akıllarda kalan ve bulunduğu bakanlıktan ''At izi it izine karıştı Cenab'ı- Allah sonumuzu hayreylesin'' diyerek azlini isteyen Berat Albayrak’ın bir dönem başında bulunduğu Hazine ve Maliye Bakanlığının “Cumhuriyet altını basımı sürecinde, külçe altınların eritilerek üretime dönüştürülmesiyle elde edilen hasılatın Hazineye aktarılamadığı”
En sevdiği ses “Poliçe Sesi” olan Süleyman Soylu’nun başında bulunduğu İçişleri Bakanlığı’nın Kamu İhale Kanunu’na aykırı şekilde 8 adet sürücülü araç kiraladığı, anlaşıldı.
Raporda yer alan bir diğer kurum Diyanet İşleri Başkanlığı da şaşırtmadı tabii!
Ahali’ye “Fakirlik, Allah'a yakın olmaktır!" diyerek 1.5 milyonluk Audi’ye binen Ali Erbaş’ın Başkanlığını yaptığı Diyanete ayrılan 11,5 milyar liralık bütçenin yaklaşık 11 milyarının denetim anı itibarıyla kullanıldığı, kar amacı gütmeyen kuruluşlar olarak nitelendirilen dernek, vakıf, cemaat gibi kuruluşlara 83 milyon TL aktarıldığı ortaya çıktı.
Günlerce cayır cayır yanan ormanlarımızın yanmasına müsade etmek zorunda kalan! Tarım ve Orman Bakanlığı için yayınlanan raporda ise; Yangın eylem planlarının eksik! olduğu, her yerleşim yeri için hazırlanmadığı, diğer taraftan maden sahalarındaki izinsiz yapılaşmalara karşı herhangi bir işlem yapılmadığı gibi 649 maden sahasından, 152’sinde yapılan talana göz yumulduğu ve çiftçisinin traktörüne haciz gönderen! Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Kooperatiflere verdiği kredileri takip etmediği tespit edildi.
Ülkede herkesin Adalet aradığı, var mı yok mu bilemediğimiz Adalet Bakanlığı’nın, Sayıştay raporuna göre; Cezaevi ödeneğiyle hakim ve savcılara lojman yapıldığı, Adana cezaevi kampüsünde Vardiya Toplanma Alarm Tesisi (VATT) binası için kullanılması gereken ödeneğin Hakim ve Savcılar için yapılan lojmana harcandığı ortaya çıktı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ‘Sayıştay Denetim Raporu’nda ise; Yap-işlet-Devret kapsamında yapılması gereken işler için açtığı ikinci ihaleyle, havalimanı işini üstlenen firmalara yaklaşık 82 milyon TL ödeme yaptığı ancak söz konusu bedelin daha önce Havalimanı’nın yapımını üstlenen fakat taahhüdünü yerine getirmeyen 5’li ortaktan (Limak-Cengiz-Mapa-Kolin-Kalyon ) 82 milyonun henüz tahsil edilmediği tespiti yapılmış.
Bitmedi tabii ki...
Sayıştay’ın denetim raporuna göre; Çiftçinin bankası olan! Ziraat Bankası’nın “vergi cenneti” olarak bilinen Virgin Adalarındaki bir şirkete 1.6 milyar $ kredi verdiği ve verilen bu kredinin geri ödenmediği, Demirören Holdingin, Ziraat Bankası’ndan çektiği 750 milyon $'la ilgili herhangi bir ödeme yapmadığı,
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün şehit çocuğu olmadığı halde 177 kişiye şehit çocuğu diye burs verdiği,
Merkez Bankasının makam yetkisi olmayan personeline 39 adet AUDİ marka araç kiraladığı,
Avrasya Tüneli’nde yapılan hesap hatasının vatandaşlara 13.1 milyon liraya mal olduğu,
Şehir hastanelerine akla zarar usulsüz ödemeler yapıldığı,
Milli Piyango İdaresi ve Spor Toto Teşkilatı tarafından genel bütçeye aktarılan tutarın denetlenmediği de ortaya çıkmıştır.
Ezcümle, Sayıştay’ın denetimini yapıp, bir kısmını açıklayabildiği (buz dağının altta kalan kısmını bilmiyoruz) raporlarda; bir ülkenin nasıl soyup soğana çevrildiği ve halkın bir kuru soğana nasıl muhtaç edildiği ortaya çıkıyor.
Ne demiş ünlü halk ozanımız Aşık Mahzuni Şerif;
“Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana?
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi...”