SHP Parti binamızın açılışı, İzmir İl Başkanı Şeref Bakşık’ın da katılıp kurdeleyi kesmesiyle çok kalabalık bir biçimde gerçekleşmişti.
Artık toplantılarımızı kendi binamızda yapıyorduk. Meclis toplantılarına artık ben de SHP Belde Başkanıolarak katılıyordum. Belediyeye ait olan ses düzeninden ilanlarımızı yapıyorduk. Belediye Başkanı Muzaffer Baskıcı’ya ben dilekçemi vermeye gittiğim zaman memuru çağırıp “Bak, Ömer Başkan geldiği zaman ne işi varsa hemen yapın.” diye uyarıyordu. Muzaffer Başkan’ın bana karşı güveni tamdı. Ben de onu zor durumda bırakacak hiçbir şey yapmıyordum.
Muzaffer Baskıcı belediyeden çıktıktan sonra benim terzi dükkânıma uğrardı ve Alaçatı meselelerini konuşur ve tartışırdık. İzmir 2.Bölge Halkçı Parti Milletvekili Durçan Emir Bayer’in vefatı nedeniyle boşalan yeri, 28 Eylül 1986’da yapılan ara seçimlerden başarıyla çıkan Erdal İnönü doldurdu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmeye hak kazandı.
SHP Genel Başkanı artık parlamentodaydı. Erdal İnönü, Genel Başkan olarak İzmir ilçelerine teşekkür ziyaretleri yapıyordu. Erdal İnönü Çeşme ve Alaçatı ziyaretlerine katılmak üzere program yapmıştı. Belde teşkilatı olarak hazırlıklarımızı yapmaktaydık. Erdal İnönü’yü teşkilat olarak Germiyan Köyü girişinde arabalarla kalabalık bir gurupla karşılamaya gittik. İlçe Başkanımız Sayın Faik Tütüncü oğlu, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, Belde Başkanı, Belde yönetim Kurulu Üyeleri, yeni ve eski partililerimizin katılımıyla oradaydık. Erdal İnönü tam söz verdiği saatte geldi.
Erdal Bey, sempatik kişiliğiyle arabanın önünde oturuyordu, halkı görünce hemen oturduğu koltuktan kalktı ve ayakta bizleri selamlamaya başladı. Arabadan yapılan anonsta, “İlçe Başkanı ve Belde Başkanı otobüsün ön tarafına lütfen, Genel Başkan sizleri rica ediyor.” denildi. Faik Tütüncüoğlu, ile birlikte Erdal İnönü’nün yanına gittik.
Genel Başkan Sayın Erdal İnönü’yü ilk defa çok yakından tanıma fırsatı bulmuştum. Alaçatı ve Çeşme ile ilgili düşüncelerimizi anlattık. İlk olarak güzergahımız Alaçatı idi. Cumhuriyet Meydanı’nda, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün birlikte olduğu heykellerin önünde kısa bir teşekkür konuşması yaptıktan sonra, küçük bir Alaçatı turu yapıldı ve daha sonra Çeşme’ye geçildi.