Ermeni olduğunu saklamayan ve kendi ismini kullanan tek karakter oyuncusudur Yeşilçam'ın...
İyi yürekli, tonton, cana yakın aile reisi rolleriyle ünlendi.
Beyazperdede al yanaklı, hep gülümseyen simasıyla, samimi profiliyle sevdik onu.
Siyah-Beyaz Türk filmlerinin 'iyiki varolmuş" ismiydi.
Beşyüze yakın film çevirmiştir,
birinde bile "kötü adam"ı oynamamıştır!
Kendisine verilen rolleri küçümsemez.
“Rol ufak da olsa seyircinin gözünde büyütürüm ben.” demiştir hep.
1984'ta kaleme aldığı kitabı; "Ne İdim Ne Oldum"dandır
şu ifadeler;
“Seyirciye kendimi sevdirmek için rolleri ben seçerdim. Zaten simam tatlıdır diye bana hep tatlı rolleri verirlerdi.
Siz beni dışarıda görürseniz bu adam hırsızlık yapar, birisine kötülük yapar diye düşünür müsünüz. 64 senedir çalışıyorum filmde. Herkes bana ‘iyi adam’ diyor, ‘tatlı adam’ diyor… Hiç kötüyü oynamadım, seyircimin beni filmlerde kötü adam olarak görmesini, öyle hatırlamasını istemedim.”
****
"Doğduğum memlekette kendimi sizlere sevdirdim, paradan ziyade sempatinizi kazandım."
Bu ifadesi de kitabındandır
Tevazu sahibidir.
Örnekleyen
bir açıklamasından: “Şu oturduğum kat ve öldükten sonra gömülmek için bir mezar… Bir katım var oturuyorum, gömüleceğim yeri de biliyorum. Bundan daha büyük mutluluk olur mu?”
****
Kökeninden dolayı "ötekileştirmeyi" yaşasa da hep içıne atmış
Nubar Terziyan'ın "Taçsız Kral" Ayhan Işık için verdiği gazete ilânının yarattığı krizden söz etmemek olmaz!
Nubar Terziyan'ın oğlu Berç Alyanakziya'nın anlattığı hikayeye göre, 1979'da Ayhan Işık'ın ölümünün ardından Terziyan bir ilân verir.
Oğlum Ayhan, Dünya fanidir ölüm herkese nasip ama, sen ölmedin, zira geride bıraktığın bizlerin ve milyonların kalbinde yaşıyorsun. Ne mutlu sana.
Çok kısa oldu senin için hayat. Ruhuna Fatiha
nur içinde yat.
Amcan: Nubar Terziyan"
Ama ertesi gün aynı gazetenin aynı sütunlarında şu ilanı görecektir:
"Önemli Bir Düzeltme
'Amcan Nubar Terziyan' imzasıyla çıkan ilanla sevgili varlığımız Ayhan Işık'ın hiç bir ilişkisi yoktur. Akrabalar verdiğimiz aile ilanında isim isim ve teker teker bildirilmiştir. Görülen lüzum üzerine üzüntüyle duyuruyoruz.
Ailesi.
Terziyan'ın acısı adeta ikiye katlanmıştır.
Ailenin tepkisinin gerekçesi Işık'ın gerçek soyadının "Işıyan" olması ve bunu saklamasıydı. Terziyan'ın hâlâ hayatta olan oğlu Berç Alyanakziya bu tepkinin nedenini şu sözlerle aktarmıştır: "Herkes soyadından dolayı Ayhan Işık'ı Ermeni sanıyordu, babam o ilânı verince sanki akrabasıymış gibi algılandı."
****
"Çok para kazandınız mı?" sorusunu anlamsız bulur Nubar Terziyan:
"Çok param olsaydı ne yapacaktım?
Hadi tutun bir araba alacaktım,
o da kapının önünde duracaktı. Belki de hırsızlar lastiklerini sökecekti. Şimdi köşeye çıkıp dolmuş beklerken önümden kim geçse, 'Buyrun Nubar Bey' deyip arabasına davet ediyor. Parası olanın bir, bilemedin iki arabası olur. Ama gönül insanı olursanız bütün her şey sizindir. Sinemada parayı starlar kazanır. Biz o çok para alanların çevresini sarar onların biraz daha şöhrete kavuşmasını sağlarız."
****
Yavuz Turgul'un 1990 tarihli "Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni''nde yine kısa bir sahnesi vardır.
Bu kez kendini oynar. Musalla taşının üstünde bir tabut... Cenaze namazında onunla birlikte sadece 5 kişi vardır. Gider o da saf tutar herkesle birlikte ellerini açarak dua etmeye başlar. Bu sırada Şener Şen ona döner:
-Nubar.
-Ne?
-Sen Ermeni değil misin?
-Ermeniyim?
-Namazda ne işin var?
-Napıyım, cemaat o kadar az ki adama ayıp olacak...
Ardından sahne değişir ve perdeye tabutu omuzlarında taşıyan Sami Hazinses ile Cevat Kurtuluş'un gölgesi düşer...
****
27 yıl önce
-bugün- aramızdan ayrılan Nubar Terziyan için
Sezen Aksu,
ona bir şarkı yazdı; "Kırık Vals"...
Dizeleri şöyledir:
"Kirpiklerinde bir çiğ tanesi olsam
Ansan o bahçeyi, rüzgârı çağırsan
Mevsim suluboya olsa
Günlerden mercan
İşte sanki o an
Nubar Terziyan sırtımı okşar
Eski filmler hâlâ o bahçede
Siyah beyaz ağlar."
Bıraktığı izlere, renklere saygıyla...
(Kaynakça
-Ne İdim Ne Oldum, Nubar Terziyan, İletişim Yayınları,
-Duvar -Hürriyet D.News)