Futboldan söz ediyoruz...
Dünyada gelişen; görsel çekiciliği yeni arayış ve çalışmalarla yükselen futboldan...
Ülkemizde giderek çöküntüye uğrayan...
Denetimsiz, deneyimsiz, üretmeyen ama harcayan, istikrarsız-başarısız nedense kalıcı; beceriksiz, futboldan ve futbol ekonomisinden bihaber yöneticilerin ellerine teslim edilmiş kulüpler...
Ve siyasi otoritenin desteğiyle işbaşında olan TFF yönetimi..
Sonunda Türk futbolunun toplam 14.5 milyar TL'yi aşan borcu için çözüm yolunu "Borçlar Havuzu" olarak açıkladılar...
Konu, "Finansal sıkıntı yaşayan kulüpler için dev adım" diye duyuruldu!
***
Konuyu inceleyen-araştıran uzmanlar...
Frene bastı!..
Önünü-arkasını, getirisi-götürüsünü...
Ülkemiz yapısına uygunluğunu!
En önemlisi de siyasi iktidarın kulüpler üzerinde ne denli etkili olacağını sorgulamaya başladılar!
Öyle ya...
Yıllardır tribünlerinde coşkuyla destekledikleri takımlara giderek uzak kalmak bile söz konusu olabilirdi!
Hem şu "Havuz" sözcüğü son yıllarda nasıl da kanıksadığımız bir sözcük oluyor değil mi?
Yoksa "yandaş basın havuzu", "yandaş kulüpler havuzu"na mı dönüştürülecek?
Kimbilir?
***
Kaygılar bir yana...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören'e ait gazeteler ile "havuz medyası" haberi "Türk futbolunun kurtuluşu" boyutuyla verdi...
Aynı gazetelerin futbol eleştirmenleri, Türkiye'de futbolun borç yükünden ancak böyle bir çalışmayla sıyrılabileceğini; gerekirse şirketleşip yabancı iş insanlarına satılabileceğini anlattılar!..
Bir futbol "uleması" TRT Spor'da, "Ne var yani kulüp aynı isimde, taraftar aynı, şehir aynı olduktan sonra bir sorun yok ki. Yabancı sermayeyi ülkeye getirmiş oluyorsun" yorumuyla satışı kafasında bitirdi bile!
İnsaf!
***
Konuya farklı yönden yaklaşan gazete haberlerinin özeti şu:
"Yeni düzenlemeye göre kulüplerin mevcut borçları, ‘Borçlar Havuzu’ adı altında bir potada toplanacak. Bundan sonraki harcamalar için UEFA Financial Fair-Play sistemindeki gibi denk bütçe istenecek. Saray ve Spor Bakanlığı borçlar için de farklı bir çözüm üretecek. Kulüplerin borç havuzuna girmesi ve devletin belli ölçüde bu borcu eritmek için çözüm araması, mali darboğazdaki Türk futbolu için kurtuluş reçetesi gibi görülse de işin gerçek yüzü biraz farklı. Uzun vadede iktidar, kulüplerin yönetimlerine kendilerine yakın isimleri monte edecek, özellikle ‘toplumun aynası’ görünümündeki tribünler, kulüplerin alacağı kararlar doğrultusunda ‘uslu çocuk’ olacak. Ayrıca bu sistem 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliği önlemeye ilişkin yasanın yeni versiyonu ile de desteklenecek."
Diğer kaygılar ise söz konusu sistemle belediye takımlarının güçleneceği, büyük takımların ise küçüleceği...
TFF'nin kulüplere "Ya şirket olup yabancılara satılacaksınız ya da bu sisteme uyacaksınız" baskısı uygulayacağı yönünde!
***
Burada anlayacağınız diğer önemli konu...
Yıllardır TBMM'de bekleyen Kulüpler Yasası'nı çıkarmayan Türkiye...
Şimdi bu yeni gelişmeyle kulüpleri borç batağının içine sokmuş olan "yönetici kimliğini" de hiç bir sorumluluk almadan işin içinden sıyıracak!
İşin en acı yönlerinden biri de budur!..
Günümüzde yetersiz yönetici-menejerler kıskacına teslim olmuş kulüpleri bu ortamdan kurtaracak farklı yöntemler futbolun tüm bileşenlerinin katılımıyla bulunurdu kuşkusuz...
Kaldı ki, geçmişte uzmaanlarca hazırlanmış raporlar iligili birimlerin raflarında tozlanmayı sürdürmektedir!..
Siyasal iktidar ve TFF "Havuz" sistemini uygun gördü!
--------------