MENÜ
İzmir
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Cumhuriyetimizin Aydınlanma Devrimcisi; HASAN ALİ YÜCEL
Atilla Köprülüoğlu
YAZARLAR
26 Şubat 2022 Cumartesi

Cumhuriyetimizin Aydınlanma Devrimcisi; HASAN ALİ YÜCEL

"Bütünüyle iyi ve fena olan şey yoktur. 

İki şey müstesna: Hikmet iyidir, cehalet fena...

İnsanın insan olabilmesi  eğitimledir."

(Hasan Ali YÜCEL)

Türk aydınlanma hareketinin hafızalardan unutulmayan öncüleri arasındadır.

Eğitim alanında büyük reformlarda imzası vardır.

Köy Enstütülerinin kurucularındandır.

Dünya Klasikleri'nin dilimize çevrilmesinde katkısı tartışılmazdır.

Üniversitelere özerklik sağlayan 1946’daki 4936 Sayılı Üniversite Yasası’nı çıkarmıştır.

Hasan Ali Yücel "Cumhuriyet, lâiklik ilkesiyle hayatın meselelerini tabiat üstü görüşten alıp tabiat içi anlayışa getirerek cemiyet hayatımızda kesin, verimli bir değişme yaptı" demiştir hep!

Cumhuriyet kültürünün "yol açıcısı" olarak tanınır bilge kişilik Yücel...

 

****

Şair-Yazar Hilmi Yavuz, "Yüzler ve İzler" kitabında Yücel 'den şöyle söz eder;

"Felsefe eğitimi görmüştür. 

Batı düşüncesinin inceliklerini kavramış bir Avrupalı zihindir.

Hasan Ali Yücel, Batı hümanizmasının 'ruhu'nu taşıyan eserlerin çevirileriyle yetinmemiş, aynı zamanda 'Şark-İslâm Klasikleri'nin de çevrilmesine öncülük etmiştir.

Yücel, bir 'Uyanış Devri'nin yeni bir uygarlığa bağlanmak kadar, köklerini yitirmemek anlamına geldiğinin de farkındadır. 

Türkiye'ye yakışan bir aydındır.

Oğlu Can Yücel'in deyişiyle, 'çağının en güzel gözlü maarif müfettişi o..."

Can Yücel,

"En son teftişine çıkana değin/ 

Koştururken ardından o uçmaktaki devin/ 

Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için/

Açıldı nefesim, fikrim, canevim/ 

Hayatta ben en çok babamı sevdim..." dizelerini  ona yazmıştır...

Mustafa Kemâl Atatürk'ün Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in ilginç yaşam öyküsünü Sunay Akın "Aslanlı Yol"da bakın nasıl anlatmış;

"Annesi Neyire, oglu Hasan'ın hiç konuşmamasına çok üzülmektedir. Bir komşusu Neyire hanıma çocuğunun padişahın yemeklerinden kalan artıkları yerse dilinin çözüleceğini, bülbül gibi şakıyacağını söyler. Oğlunun suskunluğuna bir çare bulamayan zavallı kadın bir de bu yolu denemeye karar verir ama Saray’a nasıl ulaşacaktır? Anne yüreğinin karşısında aşılmadık dağ olmaz, olamaz. Neyire hanım sonunda bir tanıdığı sayesinde Saray’a ulaşmayı başarır. Sofraya oturmuş, akşam yemeğini yemekte olan Padişah 2. Abdülhamid’in yanına gelen bir görevli eğilerek Neyire hanımın isteğini fısıldar kulağına. “Olmaz böyle şey” diyerek çıkışır Abdülhamid. “Ama efendim!” der görevli. Yemeğinizden artakalanı bekleyen çocuk Ertuğrul Fırkateyni’nin Kaptanı Ali Bey’in torunu.

(...)

Neyire Hanım, padişahın yemeğinden arta kalanları bir umutla yedirir oğluna ama Hasan yine konuşmaz. Sonra bir gün aniden dili çözülür Hasan’ın. Sözcükler, bir şelalenin suyu gibi dökülmeye başlar ağzından. Ne var ki, bu kez bambaşka bir sorun çıkar ortaya. Hasan, her gün evdeki terlikleri toplayıp odasına kapanmaktadır. Kapı deliğinden odayı gözetleyen Neyire Hanım, oğlunun yere dizdiği terliklerin karşısına geçip onlarla konuştuğunu görür. “Eyvah!” der. Oğlum bu kez de aklını kaçırdı. Ama kulağını kapıya iyice dayayıp çocuğun konuştuklarını dinlediğinde sözlerinin son derece bilgi dolu olduğunu duyar. Hasan, dayısı Rauf’a ders vermek için eve gelen öğretmeni dinlemekte ve onun sözlerini ezberleyerek terliklere tekrar etmektedir. Çocuğunun öğretmencilik oynadığını anlayan Neyire Hanım’ın yüzündeki gülümseme yıllar sonra tüm ülke çocuklarına yayılacaktır.

(...)

Hasan, büyüdüğünde halkını bilgisizliğin karanlığından kurtaracak nice öğretmenlerin yetiştiği, Köy Enstitüleri’ni kurar. Bununla da kalmaz.

Bilgiye ulaşmak isteyen öğrencilere köprü olacak ilk Türkçe ansiklopediyi hazırlatır. 

Kitabın ışığını halkına taşır. Ülkesinde, Ankara Devlet Konservatuarı gibi nice eğitim kurumunu açarken dünyada da UNESCO’nun kuruluşuna imza atacaktır.

(...)

Ertuğrul Fırkateyni’nin Kaptanı Ali Bey’in torunu Hasan Cumhuriyet Dönemi’nin unutulmaz Milli Eğitim Bakanı Öğretmen Hasan Ali Yücel... 

Hasan Ali Yücel, büyük bir cesaretle, yılmadan zorlukların üstüne giden dedesinden miras aldığı yelkenleri yıllar sonra bilginin rüzgarına açacaktır."

İzmir'de Edebiyat öğretmenliği.

Yolunun burada Büyük Önder Atatürk'le kesişmesi...

Müfettişlik...

Atatürk'le yol arkadaşlığı...

Cumhuriyetin en uzun süreli eğitim bakanıdır Yücel.

Kitaplar yazmıştır, insanlığın büyük yol göstericilerinin öyküleriyle başlayarak modern çağın vatandaşlık ve insanlık kavramlarına uzanan hikâyesini anlatmıştır topluma.

İyi bir insan olmanın tanımını yapmaya çalışmıştır. 

Cumhuriyet Devrim tarihinde düşünceleriyle ve yaptıklarıyla derin izler bırakmıştır.

Tonguç'la "omuz omuza" Köy Enstitüleri ile bütün ilköğretim meselesini çözmeyi hedeflemiştir.

O, Atatürk'ün izinde 

Dünya çapında bir değerdir. 

UNESCO, 100.Doğum Yılı 1997'de "saygıyla anılması" kararını almıştır.

(UNESCO tarafından dünya çapında anılmak üzere seçilen diğer Türk büyükleri; Atatürk, Yunus Emre, Nasrettin Hoca ve Nâzım Hikmet’tir. )

Efsane bir bakandır Hasan Ali Yücel...

61 yıl önce bugün aramızdan ayrılmıştı Yücel.

Anısına ve bıraktığı izlere saygıyla...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gündem Çeşme