Düşük zamlara karşı eylem yaptı bir grup Migros işçisi, işten atıldı!
Örgütlü mücadeleyle direnmeye başladılar, günlerce haftalarca...
Şirket Yönetim Kurulu Başkanı’nın villasının önünde açıklama yaptıkları sırada her biri, plastik kelepçelerle gözaltına alındı.
Polis otobüsündeki kelepçeli elleriyle gözyaşlarını silen Migros işçisi Gülabi Aksu’nun görüntüleri sosyal medyada gündem oldu.
Boykot çağrıları çığ gibi yükseldi yine sosyal medyadan.
Direniş desteklenirken, kelepçeli gözaltılara tepkiler verildi.
Açıklama üstüne açıklama yaptı şirket.
Hatta bu satırların yazarının destek amacıyla attığı;
“Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol, Aç İki Kolunu İki yYanına , Korkuluk Ol! Emekçi Dostum yalnız değilsin. Migros Boykot” tweetine şirket bir de açıklama gönderdi, her tepkisini gösterene yaptığı gibi;
Ben de Ataol Behramoğlu dizeleriyle karşılık verdim;
“Gözü yaşlı emekçiye kelepçeli gözaltıya da bir açıklama yok mu?” diye sordum ve ekledim;
“ Zalim acı çektirmedeyken mazluma/ Zalimden yana değilsen eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?/ Haksızlıkla eşitsizlik savaşımında / Haklılık silahsız kalmışsa eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?”
İşçilerin mücadeleyi kazandığını da arabuluculuk yapan sanatçı Haluk Levent duyurdu .
Daha sonra da ilk günden beri üyesinin yanında yer alan sendika DGD-SEN, işçilerin ücretleri ve primleri konusunda firmayla anlaşıldığını, atılan işçilerin de işe dönüşünün sağlandığını açıkladı.
Sonuna kadar direndi işçiler sonuna kadar.
Ve kazandılar!
Bu direnişe destek vermekten, emekçilerin yanında durmaktan naçizane -ben de- onur duyuyorum.
Evet, yaşamdan yanaysak, doğrudan yanaysak; direnmek “umuda atılmış bir adımdır”...
Yaşam bütün güzellikleriyle, iyilikleriyle eşitçe paylaşılmalı.
Büyük bir direniş, dayanışma; zaferi getirmiştir.
Sendikanın açıklamasındaki gibi;
“Bu direnişin kazananı, birliğine ve haklılığına inanmış Migros Esenyurt depo işçileri ve her türlü yaratıcı dayanışmayı sergileyen halkımız ve dostlardır.
Direnenlerin yolundan yürü!
Tahir’in, Ali Faik’in yolundan…”
Nasıl bitiyordu Adnan Yücel’i o ünlü
“Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” şiiri;
“saraylar saltanatlar çöker/ kan susar bir gün/ zulüm biter/ menekşeler de açılır üstümüzde/ leylaklar da güler/ bugünlerden geriye/ bir yarına gidenler kalır/ bir de yarınlar için direnenler…”