Ege Denizi'nde ülkemize ait iki adadan biridir Bozcaada. Antik Çağ'daki adı Tenedos'tur. Bozcaada, Homeros'un İlia'da Destanı'nda da yer alır.
Stratejik konuma haizdir.
Bozcaada'nın bulunduğu coğrafyadan farklı, kendine özgü bir iklim yapısı bulunuyor. Akdeniz ikliminin etkisi altında olmakla birlikte boğazın tam çıkışında yer alması nedeniyle kuzey rüzgarlarını bolca alır. Bu durum nem oranının düşük olmasına ve böylece iyi üzüm yetişmesine olanak sağlar.
Halil Yakar, Bozcaada'nın simgelerindendir.
1924 yılında Yakar ailesinin ilk çocuğu olarak Bozcaada’da gözlerini açar.
9 kardeşin en büyüğü olan Halil Yakar, kaptanlığı babasının yanında, üç erkek kardeşi ile birlikte öğrenir. O zamanlar sal gibi ilkel taşıtlarla, Bozcaada’ya yolcu ve ihtiyaç taşırlar.
****
Bozcaada’da şu anda Gümüş Otel olarak hizmet veren bina, o zamanlar Yakar ailesinin evidir. Bir akşam babası Halil Yakar’ı çağırır: “Kardeşlerinin sorumluluğu ve tüm evin geçimi senin sorumluluğunda, vasiyetimdir.” der. Ailenin tüm varlığının bulunduğu kasanın anahtarını da kendisine verir. Kaptan’dan bir isteği daha vardır Baba Yakar’ın:
"Adanın her türlü ihtiyacını, şartlar ne olursa olsun sağlamak..."
Babası vefat edince ailenin ve adanın sorumluluğunu alır Yakar Kaptan. Uzun yıllar boyunca Bozcaada ile anakara arasında gidip gelir. Yükü kimi zaman insan olmuştur, kimi zaman posta gazete. Yeri geldiğinde erzak taşır, yeri geldiğinde ilaç. Yaz kış, fırtına poyraz demeden çalışır. Adalıların koyunlarını otlatmak için sık sık gittikleri Mavriya Adası’na ulaşımı da Yakar Kaptan ve kardeşi sağlar. Sağlamakla kalmaz, Mavriya’yı sürekli gözleyerek ihtiyaç durumunda oraya erzak ve diğer ihtiyaçları en kısa sürede götürür. Adaya ulaşmanın tek yolu olduğunun bilinciyle görev yapar, mevsim hava koşullarına bakmaksızın görevinin başındadır. İhtiyacı olanın, hastası olanın yardımına koşar, onları anakaraya taşır. Bir keresinde hamile bir kadını anakaraya taşırken doğum gerçekleşir, bebeğin göbek bağını kaptan keser...
Bu kadar özveri ile çalışan Halil Yakar, sevecen ve babacan yanı ile hem adalıların hem de adaya gelen misafirlerin çok sevdiği bir karakter olur.
1986 yılında şehir hatları seferleri başlar.
Kaptan da bir kenara çekilir. Vefat ettiği 2007 yılına kadar Bozcaada’da huzur içinde yaşar, park kahvesinde ya da yıllarca yanaştığı eski iskelede oturur, denizi seyreder.
****
1977 yılında TRT'de yayınlanan programda 54 yaşında olduğunu belirten Yakar Kaptan, o programda Uğur Dündar'a, gıda ihtiyaçlarının yanı sıra kum, çakıl, tuğla gibi her türden ihtiyaçları adaya taşıdığına vurgu yapıyor. 1947 senesinde askerlik biter bitmez adada kaptanlık yapmaya başladığını ifade eden Yakar Kaptan, Uğur Dündar'ın “365 gün her hava koşulunda karşıya geçiyor musunuz?” şeklindeki sorusuna, “Bazen cezaya da razı oluyorum ama 365 günde senede bir gün belki gitmem o da sabah gitmezsem akşam mutlaka giderim” şeklinde karşılık veriyor.
Programda Dündar'a teknede hamile bir kadının doğum yaptığını ve bebeğin anneye bağlayan kordonu kendisinin kestiği hikayeyi anlatan Yakar Kaptan, bir keresinde ise sert bir havada 2 saatte sezeryan ile doğum yapan bir adalıyı hastaneye yetiştirdiğini ifade ediyor.
****
Bozcaada Belediyesi, Yakar Kaptan’ın vefatının onuncu yılı olan 2017’de, Zübeyde Hanım park kahvesine kaptanın bir heykelini dikmiştir.
Adaya ziyarete gelenlerin uğrak noktası olan heykeli görmenizi öneririm.
Anısına, bıraktığı izlere saygıyla.