Kandemir Konduk usta mizahçı ve tiyatro yazarıdır.
Daha 26 yaşında yazdığı “Yüzsüz Zühtü” adlı oyunu ile 1972’de başlamıştır sanat hayatı.
Yarım asırdır da sürmektedir.
Kahakaha tufanı attıran dizi, sahne oyunları, parodi ve filmler imzasını taşır.
“Mahallenin Muhtarları”,
"Ana Kuzusu”, “Perihan Abla” televizyon dizilerinin fenomeni olmuştur.
Örneğin,
“Mahallenin Muhtarları”,
10 yıl izleyicisini ekran başına kilitlemiştir.
Senaryosunu yazdığı Metin Akpınar’ın başrolündeki “Abuzer Kadayıf”, muhteşemdir. “Gülümseyen Dünya”, “Çılgın Sazlar” ve “ Kobay” da filmleri arasındadır.
Müjdat Gezen ve Perran Kutman’ın başrolündeki
“Artiz Mektebi” unutulmazdır. “Beyoğlu Beyoğlu” ise ilk müzikalidir.
Yine Müjdat Gezen, Aziz Nesin, Sadık Şendil’le mizah yazıları grubu GÜM’ün(Güldürü Üretim Merkezi) kurucularındandır. (Müjdat Gezen’in yarım asırlık dostudur. Günde en az iki kez konuşurlar.
Gezen ona ‘Kando’ diye hitap ettiklerini söyler ve ‘pırlanta kalplimizdir o bizim’ der.)
Hilal Hoşgör
digital dergi "Anlık" için yaptığı röportajda ona; “Mizah Savaşçısı” demiştir.
Gerçekten yaşamını yazılarına ve üretime odaklı yaşayan,
Sait Faik’in dediği gibi “yazmasa delireceklerden” bir kalem erbabıdır Kandemir Konduk.
Konduk, halen Sözcü Gazetesi’nde her hafta sonu yazmayı sürdürüyor.
Mizahın gücünün iktidarlarda
"korku yarattığına" inanandır.
Darbelerde bile susmamıştır,
inatla onurla mücadelesini sürdürmüştür Kandemir Konduk.
Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun sahnelediği ünlü “Yasaklar”ın skeçlerini nasıl unutulabiliriz?
Hele şu repliği;
“Düşünmek yasak bazen, bazen konuşmak yasak.
Bazen bir yazı yazmak, kitap okumak yasak,
İyi güzel de dostlar, ‘İnsanız biz’ diyorsak,
Haykırırız korkusuz, olmaz bu kadar yasak”
Mottosunu da şöyle özetler;
“Ben insanların hayata gülümseyerek bakması gerektiğini düşünen ve kendimde öyle yapan bir insanım. Çünkü bu dünyada her şey gelip geçici.”
“Gülme” için de şunları söyler; “İnsanların gülme nedenleri birkaç maddede toplanır.
Bir kere, başına gelmesini istemediği şeylere gülüyor insanlar. Tersliklere gülüyor. İnsanlar Türkiye’de gülünecek halde ama kendilerinin güldüklerini sanmıyorum. Gülmeleri için mutlu olmaları gerekir.
Bence mutlu olduklarında güleceklerdir insanlarımız.”
Kalemini; “argodan, küfürden, bip bip’lerden, tecavüzden, kandan, cinayetten özetle rezaletten uzak tutmakla” övünendir Kando!
Günümüzde kadına şiddetin tavan yaptığı, kadın cinayetlerin rekor kırdığı, kadınların çok ezildiğini gören Kandemir Konduk, kadın temalı, kadınların ön planda olduğu oyun ve kitaplara yönelmiştir.
Kadınlarımızın ülkemizde hak ettikleri çizgide olmadığını savunmuştur her platformda.
“Kadınları özgürce gülebilen ülkelerde mutlu insanlar yaşar” düşüncesi ile yola çıkıp “Kadınlar Hep Gülmeli” oyununu yazıp yönetmiştir. Hani "k9adim dostu" Ayşen Gruda’nın başrolünü paylaştığı!
Kitaplaştırılan oyunun tanıtımında şu mısralar vardır; “Kadınlar hep gülsünler/ Gül yüzleri solmasın/ Bir kahkaha atınca/ Ağabeyler, babalar/ Sevgililer, kocalar/ Kaşlarını çatmasınlar/ Beyler, ağlatmayın kadınları/ Gülümsetin / Güldürün/ Unutmayın ki/ İnsan gibi gülebilen kadınlar/ İnsan gibi yetiştirir çocukları…”
****
“O Kadınlar”, Kandemir Konduk’un
Sözcü Kitabevi’nden çıkan -kadınlar üzerine- son kitabı.
Tanıtımına yer verirsek;
“Genç, güzel, eğitimli, zengin bir yaşam sürdüren, yeni evli, çevresi geniş enerjik bir kadın. Bir gün kendisini, kayınvalidesinin yaşadığı dönemde buluyor. Sanki, kocasıyla birlikte astral seyahata çıkıp geçmişe, “O KADINLAR”ın gezegenine ışınlanmışlar!..
Neyse ki, çağrışımlar nedeniyle sık sık yaşanan bu git-geller uzun süreli olmuyor ama özellikle genç kuşağa o dönem kadınlarının yaşam, mekân, insan ilişkilerini ve koşullarını tanıtmaya yetiyor…
Bu, istem dışı gezilerle boğuşan genç kadını bir yandan da kocasıyla kıskançlık kavgaları sonucu boşanma aşamasında görüyoruz.
Oysa, hiç beklenmedik bir olay onu bugünkü kadın sorunlarıyla çözüm için uğraşan bir kişiliğe dönüştürecektir.”
Kandemir Konduk’un bu kitabı, her kuşaktan kadına ve erkeğe önemli şeyler söylüyor.
****
Nasıl diyordu Beyazıt Çınaraltı’nın “Şairoğlu Şair”i Hüseyin Avni Dede;
“hiçbir zaman hepimiz mangal yürek/ hepimiz kağıt kalem/ yazacağım, yazacağız/ yazacağız uzun zaman”
İyi ki varsınız Kandemir Konduk. Yaşlanmadan yaşayın.
Siz hep yazın,
biz gülelim, gülerken de düşünelim...