Bir Gazetecilik Ustasıydı..
"Güzel Türkçe''yi en iyi kullanan gazetecilerdendi...
Daktilosu ile evliydi;
Bütün bu mesleğe gönül verenler gibi!
Dile kolay 52 yıl!
Bir ömür...
****
"Orhan Veli öldü ve Varlık dergisi, Aşiyan’da Orhan Veli'nin mezarını yaptırmak için bir kampanya başlattı. Ben de sınıfta para topladım ve gönderdim. İki gün sonra beni Disiplin Kurulu'na çağırdılar. Disiplin Kurulu Başkanı da Galip Vardar. Tarihçi Galip Baba... 'Bre melun sen ne yapmışsın! Bana söyleseydin ben de para verseydim,' dedi." Lise yıllarında hocalarından izinsiz bir şair mezarı için para toplayan bu duygulu çocuk, ömrünü 'Olaylar ve İnsanlar' başlıklı köşesinde anlattığı bin bir türlü sosyal meseleye adamış, gazetecilikte en çok dürüstlüğe önem vermiş bir kalem: Hasan Pulur. 1954'te Son Saat'te başladığı gazetecilik hayatında son olarak Milliyet gazetesinde uzun yıllardır devam eden köşesi 'Olaylar ve İnsanlar' kapsamında 28 Mayıs 2015'te ‘Gidişat’ başlıklı son yazısını yayımlayan Hasan Pulur ...
(Fisun Yalcınkaya-Milliyet Sanat)
XXX
Bir anekdot hemen
Hasan Pulur, Milliyet Yazı İşleri Müdürü olduğu dönemde bir gün otobüsle Ankara’ya gider. Yanına gelen biri ismini söyler, “Hasan bey beni hatırladınız mı?” diye sorar. Hasan Pulur, “Hayır” deyince o kişi, “Gazeteniz hakkımda yanlış bir haber yapmıştı. Adeta çiviyle tahtaya çakmıştınız” der.
Hasan Pulur, “Haberi biz mi yaptık, ajans mı geçmişti?” diye sorar. Adam “Ajans haberi” deyince Hasan Pulur, “Peki sonra ne oldu?” deye sorar. Adam, “Suçsuz olduğum anlaşıldı gazeteniz küçük de olsa onu da haber yaptı” diye yanıtlar.
Hasan Pulur, “Eee ajans haberini de, sonra suçsuz olduğunuzu da yazmışız. Tahtadan çiviyi çıkarmışız yani” deyince adam “Evet tahtadan çiviyi çıkardınız ama izi kaldı” der.
****
Çok iyi Fenerbahçeli'ydi. Anılarını anlattığı Sefa Kaplan tarafından hazırlanan ‘Olaylar ve İnsanlar’ın Peşinde bir Ömür’ adlı nehir söyleşi kitabında, takıma olan tutkusunu şöyle anlatıyor: "Benim Fenerbahçeliliğim babamdan gelir. Babam neden Fenerbahçeliydi? Kurtuluş Savaşı sırasında, İstanbul'dan gelen tek hayırlı haber Fenerbahçe'nin galibiyetiymiş. İşgal yıllarında İngilizleri yendiği maç var ya, işte ondan söz ediyorlar. Bunun için askerlerin çoğu bugün bile Fenerbahçelidir. Babam hiç öyle şeyler yapmazdı ama bir kez beni alıp Kadıköy'de Fenerbahçe - Galatasaray maçına götürmüştü. Hiç unutmuyorum, ‘Taka’ namıyla maruf Naci Bostancı daha üçüncü dakikada bir gol atmıştı ve maç Fenerbahçe'nin 1 - 0 galibiyetiyle bitmişti. O takımı bugün bile ezbere sayabilirim."
****
Bir zamanlar...
"Okunmak İçin Alınan Gazete" logolu
MİLLİYET'in
Simge değeriydi...
"Dürüstlüğe, duyarlılığa verdiği önemle tanınan, siyasal meseleler kadar gündelik sosyal konular, futbol, şiir, sinema ve edebiyat gibi alanlarda da yazan Pulur Usta'yı
8 yıl
önce yitirmiştik.
Anısına saygı ile...
#HasanPulur