MENÜ
İzmir 13°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yaşama tutunmak
Nüvit Tokdemir
YAZARLAR
3 Kasım 2025 Pazartesi

Yaşama tutunmak

Önünüzde aşılmaz bir duvar gibi sorunlar biriktiğinde bunalırsınız ya!

Hani o bunalımlı günlerde gelen haberlerle derin acılarla hüzünlenirsiniz ya!

O günler sıklaştığında daha bir sarsıcı olur insan için yaşam...

"Ne yaşıyorum?" diye sorgulayacak güç tükenmek üzeredir; yaşanan "an" önemlidir ve "bu gidiş nereye" sorusu daha bir belirginleşir belleğinizde!

Gidenler gitmektedir de, geriye kalan nedir?

Salt acı ve hüzünler mi?

Yaşananları bir heybeye koyup "tarihin tozlu rafları"na mı kaldıracaksınız?

Derine kazınmış izler, bellekte yer etmiş onca anı her gün bir bir belirdiğinde, acı acı gülümseyip geçiştirecek misiniz?

Sorular soruları çağırıyor!

Gidenler gelmiyor!

Yitirdiğimiz canlara yanıyor yüreğimiz!

 

X

 

Yaşama tutunma mücadelesi verdiğim son yıllarda, yitirdiğimiz bir çok insana yandı yüreğim!

"Biz ne acılar gördük; ne zorluklardan geçtik" diye bir dirençle karşıladım...

Öyle ya, dirençli bir kuşağın temsilcileriydik!

Öyle kolay yorulmak, yıkılmak yakışmazdı bize!

Hem daha "söyleyecek marşlarımız" vardı bizim omuz omuza yürüyüşlerde!

Nereden gelirse gelsin, her türlü saldırıya, kötücül düşünceye-eyleme ve kötü haberlere hazırlıklı olmalıydık!

Olduk, oluyoruz da!

Ama hep iyi insanlar, dostlarımız, can arkadaşlarımız mı gidecek bu evrenden?

Hayat bizden ne çok ve çabuk alır oldu sevdiklerimizi?

Geriye acılar ve kederler bırakarak!

 

X

 

Son yüzyılın en illet hastalığıyla mücadele ettiğim günlerde çok git-geller yaşadım!

Acil servisler, yoğun bakımlar, ağır ameliyatlar...

O ağır koşullarda anlıyor insan yaşamın değerini de, hiçliğini de!

Göz açıp kapayıncaya kadar, varsın ve yoksun!

En çok uyandığında bir zenginliğe kavuşmuş gibi hissediyorsun kendini!

O zenginlikte arıyorsun dostlarını; var olmaları yüreğini ısıtıyor!

Bir telefon, gelen bir tatlı tebessümün sesi titretiyor içinizi, sevgiyle, yaşanmışlıklarla donanıyorsunuz...

Hey yaşamak!

 

X

 

Yıllar önce bir paylaşımımda şöyle yakınmışım:

"Biz ne güzel paylaşırdık hayatı arkadaşlarımızla mahalle aralarında!

Ne güzel kardeşçe paylaşımlarımız vardı...

Sevgisi içten...

Dostluğu bitimsiz...

Annelerimizin her birimize 'evlat' dediği; içtenlikli sevgi dolu komşuluklarımız...

Biz bir aileydik bir zamanlar...

Oysa şimdi!

Arkadaş olabileceğimizi söyleyecek konumda değiliz!

Nerde benim canım dediğim arkadaşım?

Nerde 'anam' dediğim komşum?

Ve nerde bizim değerlerimiz, dostluklarımız?

Sevgimiz nerde?"

 

İnsanın insandan uzaklaştığına, komşulukların, arkadaşlıkların çok kolay yitip gittiğine tanıklık etmek ayrı bir hüzün ve yaşam dersi verdiği için yazmış olduğumu düşünüyorum!

Günümüzde bu değerlerin daha da yitmiş olduğunu görünce haklı çıktığıma kızıyorum!

 

X

 

Yaşama sevgiyle tutunup, dost bildiği değerlerle büyümüş ve yürümeyi ilke edinmiş bir insan olarak...

Yaşadığım onca sıkıntılar içinde, yitirdiğimiz canlar derin acılar bıraktı dedim ya!

"Ustam" dediğim Hikmet Çetinkaya, birlikte omuz omuza mücadele verdiğim Okan Yüksel ağabeyim, yine yıllarca birlikte çalıştığım Necati Aygın ve Yusuf Gökçümen ağabeyler...

Ve son olarak 50 yıllık can arkadaşım Cemal Soyoğul'u yitirince...

"Ne çok eksiliyoruz bir bir" diye düşündüm...

Yıkılmamak için anılara, yaşanmış güzel günlere, birbirimize ışık tuttuğumuz güzel sözlere tutundum!

Elbet anılarıyla yaşayacaklar; unutmayacağız, unutturmayacağız!

Her ölüm bize "yaşama tutunmak" anlamında da dersler veriyor!

Direne direne kazanmak için!..

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Gündem Çeşme