Almanya'da maçların başlamasına Almanlar'dan daha çok biz Türkler sevindik. Yeni dünyanın yeni futbolunu ilk onlar oynamaya başladılar. Sağda solda top koşturan başka ülkeler de var fakat hafif sıklet ligler olduğu için onları kayda değer bulmuyorduk. Futbolda, ciddiye alabileceğimiz ve bizim için örnek teşkil edecek iki ülkeden birisi Almanya idi. Diğeri de tetikte bekleyen İngiltere.
***
Almanya gönüllü kobaylığa soyunmuşken; ufacık bir ayrıntıyı kaçırmadan, çok iyi gözlemlemeliyiz. Doğal olarak bu süreçte yaşayacakları her şeyi adım adım takip edeceğiz. Türk futbolu olarak belki de yol haritamızı bu şekilde çizeriz. Sonuçta birçoğu gibi biz de sıkıntılı durumdan büyük yara alacağız ve üzülerek söylüyorum bu yara iyileşse de izi bizde kalacak.
***
Bugüne kadar herkes, merakından veya meramından ötürü bir yorum yapardı. Şimdi ise birkaçı dışında hemen hemen hepsi kaçak dövüşüyor. Gören de konuşurlarsa ya ellerini kesecekler ya da dillerini törpüleyecekler sanacak. Bu yüzden son günlerde karnından konuşanların sayısı epey arttı. Çoğunun sesi çıkmıyor, çıksa da kulağa net gelmiyor. Eskiden 'tarhanadan başka aş, kargadan başka kuş bilmem' deyip; konuyu üzerinden atmak kolaydı. Şimdi devir değişti. Aralarında ölü taklidi yapan bile var.
***
Hani diyorlar ya '13-14 takım maçların oynanmasını istiyor' diye. Bana göre 13 ile 14 arasında çok büyük fark var. Topu topu 18 takımdan bahsediyoruz. Bu işin netini bilen var mı? Kimler olduğunu duyan? Zaten diğer liglere üvey evlat muamelesine devam ediyoruz. Cemiyet hayatını bir kenara bırakıp bu işin duayenlerinden bir meclis kurmalıyız. Refakatçi karakterleri bir süreliğine rafa kaldırabiliriz. 'Nasıl faydalanabilirim' diyenlere yol verip, 'nasıl faydalı olabilirim ' diyenleri yanımıza almalıyız. 'Ona ayıp olmasın, bu bozulmasın' veya 'şu küsmesin' psikolojisinden çıkmalıyız.
***
Hemen düşünelim. Taşın altına kimler elini sokabilir? Kimlerden faydalanabiliriz? Bize fikir üretecek adam lazım. Liderliğini kanıtlamış hocalardan bir masa yapalım. Kulüp başkanlarının hepsi gelsin. Gelsinler de tüm sorular yerinde cevap bulsun. Ne alacağını, ne katacağını bilsinler. Herkesi mutlu etmek imkansız. Medyadan da birkaç isim olmalı. Aklı başında, sakin ve ön görülü. Kısacası yapıcı...
***
Mevcutta çıkmaza doğru giden bir algı yönetimi var. Ben bunları söylerken kaş yapayım diyenlerin göz çıkarmasından korkuyorum. Biri bunu başarıp övgüyü hak edecekse; bizim bunun için bir 'Sezar'a ihtiyacımız yok. Biz Ali'nin hakkını Ali'ye, Veli'nin hakkını Veli'ye vermesini gayet iyi biliriz.
***
İşin sonunda birisi kahraman olsun diye bir kaygımız da yok. Başımız ağrımasın yeter... Haziranın on ikisi olmaz, yirmi ikisi olur. Gerekirse temmuzdan gün alırız. Birinin sorumluluk alıp , bu işin adını koyması lazım. Velhasıl kelam; kalp herkeste var yürek ise başka bir şey.