Süper Kupa’nın Zamanı
4/9/2024
“Güneş yüzüme vuruyor pencereden
Kesmeye çalışıyorum güneşi
Çaprazdaki enseden
Kalkacağım oturduğum yerden
Ama
Duvar kenarı da farksız Norveç’ten
İnsanların bu huyunu
Hiçbir zaman
Anlayamadan
Aman!
Ölümün soğuk dokunuşunu
Duyamadan
Yazdan, kıştan, güzden, bahardan
Hayat geçti, gitti
Soğuğu ya da sıcağı anlayamadan”
Çok uzun zaman önce yazdıklarımdan birkaç satırdı az önce okuduklarınız. “Boşuna” adını vermişim. Artık nasıl bir ruh haliyle kaleme aldıysam, ne sıcak, ne de soğuk iyi gelmiş o günlerde bana!
İnsanoğluyuz ya; kışın sıcak, yazın da soğuk olsun isteriz. Ama esas olan şu ki; canımızın çektiği gibi olsun isteriz.
Neyse, gelin günümüze dönelim;
Süper ligde, 32.haftanın kapanış maçına, Alanya’da oynanan Alanyaspor-Galatasaray maçının içerisindeki bir hadiseye odaklanalım. Maçın henüz ilkyarısında, on yedinci dakika oynanırken, Galatasaray’ın yıldız forvet oyuncusu Icardi, Alanyaspor kalecisiyle karşı karşıya kalacak gibi bir pozisyona giriyor. Kaleci Ertuğrul harika bir hamleyle, rakibinden önce davranıyor ve topu uzaklaştırıyor. Her iki oyuncunun da birbirine karşı ne bir faulü var, ne bir saldırı, ne bir kötü durum! Olumsuz hiçbir şey yok, aksine her iki oyuncu da oynaması gerektiği gibi oynuyor.
Kanımca, ofsayt olma ihtimalini koklayan Alanyaspor teknik direktörü Fatih Tekke, kaleci Ertuğrul’un atağı savuşturmasıyla birlikte oldukça hararetli bir şekilde yardımcı hakeme koşuyor; “neden ofsayt bayrağını çekmedin” diyecek sanki! Hatta Galatasaraylı iki oyuncu kendisini durdurmaya yönelik hamle bile yapıyorlar. Sonuç; maçı yöneten hakem, muhtemel küfür ya da hakaret de olacak ki, kırmızı kartla hocayı diskalifiye ediyor.
Bu maçtan sadece bir gün önce, topraklarımızdan azıcık uzakta, İngiltere’de, Premier Lig diye ünlediğimiz platformda oynanan Liverpool-Crystal Palace maçına da bir göz atalım. Dünyaca tanınan bir teknik adam olan Jürgen Klopp çalıştırıyor Liverpool takımını… Başarılarla dolu Mainz ve Dortmund yıllarının ardından, neredeyse dokuz sezondur da takımının başında.
Her maçı kazanacak değilsin ya; evlerinde son oynadıkları Crystal Palace maçını 1-0 kaybettiler. Ve hatta öyle bir gol yediler ki… Tam yirmi bir pasın ardından, Palace’ın on numarası Eze’yi topla buluşturdu arkadaşları ve o son vuruş gol oldu. Yanlış yazmadım ve siz de yanlış okumadınız, tam yirmi pas yaparak gol attı Crystal Palace ekibi… Gol yiyen ekibin hocası ne yaptı biliyor musunuz? Önce, inanılması güç bir şaşkınlık ifadesi takındı yüzüne ve ağzından tek kelime döküldü; “wow”. Hemen ardından yüzünde memnuniyet duyan bir ifadeyle rakibinin bu kaliteli golünü alkışlamaya başladı.
Kalite mi farklı, coğrafya mı farklı, iklim mi farklı?
Orası mı sıcak, burası mı sıcak ya da tam tersini sorayım, orası mı soğuk, burası mı soğuk anlayamadım? Peki ya siz?