Kuşlarla akan ipeği/göllerde uçan çiniyi/ ve sevdayı umarsız kına çiçeği/ gibi bölüşen onlardı” ve Alsancak Stadı’nda şampiyonluk turu attıklarında başlarında Erol Baş vardı.
Ve 1970 yılının 4 Nisan’ında Karşıyaka bayrağını zirveye dikenler, kaptanları Erol Baş ile “Yumruk yumruğa görüp hayran oldu bize stadyumlar” dediler.
“Gülün kendini işlemek için / çırağı ya da ustası yoktur” diyor şair. Diyor ya yeşil dalında kırmızı gülün sevdasını yaşayanların çırağı da ustası da vardır.
Moto Özcan, Kalaycı Yılmaz, Ogün, Bulut, Erol Baş, Gode Cengiz Karşıyakalı ustalardır. Ekrem, Erdinç, Bedri, B. Uğur, K.Uğur, Atilla gibi çıraklar, bu ustaların yanında pişerek gülü ilerleyenler olur.
Bu gülü işleyenler Burhan, Saim, Doğan, Ceyhan, Hamdi, Erden ile çoğalır, Erol Baş kaptanlığında şampiyonluğu Karşıyaka’ya taşır.
“Dağların ve nehirlerin /Türküsünü söylemek istiyorum” diyor Ataol Behramoğlu. Ben de yüreğime yerleştirdiklerimden Erol Baş’ın türküsünü söylemek istiyorum.
Sadece Karşıyaka’da doğduğu için Karşıyakalı değildir Erol Baş, dağların ve nehirlerin türküsünü söyleyen bir Karşıyakalı gibi Karşıyakalıdır.
1940 yılının doğum tarihi olduğuna bakmayın Erol Baş’ın görünümüyle düşünsel yapısıyla, mert kişiliğiyle, 20’lik bir delikanlı, bir şövalye gibidir. Futbolda 1955’te Asım liginde 4 yıl şampiyon olan Aksoy takımında başlayan Erol Baş’ın futbol türküsü Cevat Gök ve Osman Aydemir’in ileri görüşlülüğüyle, ölümüne âşık olduğu yeşil kırmızılı renkleri kuşandığında, “yıldız türküleri, yıldızdan türküler” söyler gibi zirvelere ulaşmıştır.
***
9 yılı kaptanlık olmak üzere 15 yıl, 5 numaralı formayı kuşanan Erol Baş’ın yaşamında bir türkünün kekiğinde tütmüştür Karşıyaka sevdası… Sürekli olarak Türkiye’nin en iyi üç liberosu arasında yer alma başarısı ile Beşiktaş, Galatasaray ve Göztepe’den aldığı parlak transfer tekliflerine rağmen Karşıyaka gemisindeki miçoluğundan kaptanlığına dek hiçbir görevi bırakıp ayrılmayı düşünmemiştir.
Yeteneğini fizik gücüyle besleyen, futbol alanlarında “gentleman” örneği olan, hayata umutla, sevgiyle bakan ve onu güzel eyleyen Erol Baş, futbolculuğunda da güzel oldu, yöneticiliğinde de.
“İlkyaz şarkısı”, “sevgilim/seni yüreğinden öperim” dizeleriyle biter. Ben de seni yüreğinden öpüyorum bin yıllık dost sevgili Erol Baş.
***
Ölümü değil anlamı iki parantez olan, asıl olan seni anlamak Suat Gürbüzer...
“Sığdıramam seni iki parantez arasına, yaz sonunda gülün parçalanışı yaralı bir aşka denktir."
Bugün 29 Temmuz: Akhisar'dan çocuk yaşlarda gelerek ilk gençlik günlerinde yeşil-kırmızı ve Ay-Yıldızlı formaları kuşanan, Karşıyaka'nın müthiş bir sevdalısı olarak yaşayan Suat Gürbüzer'in, Karşıyaka ile vedalaştığı tarih.
Bugün 29 Temmuz: Yakalandığı amansız hastalığa rağmen hayattan umudunu kesmeyen. 'Ayrılıktan zor belleme ölümü' sözünü kendine düstur edinen Suat Gürbüzer'in güller arasından ayrılışının tarihi:
“Evrene sığmazken, sığarım avuçlarına, kalk gidelim buradan, daha sonu değil aşkların.”
Bugün 29 Temmuz: Suat Gürbüzer fiziksel olarak aramızdan ayrıldığında Jale Gürbüzer gibi Sabire gibi ve Kazım gibi yüreğimiz kan gülleriyle dağlandı.
Bugün 29 Temmuz: 1927 yılında doğan, 1950'li yıllarda Karşıyaka'da futbol yaşamına başlayan, ulusal formayı kuşanan, KSK'de uzun yıllar menecerlik yapıp yeni futbolcuların yetişmesinde de emeği olan Suat Gürbüzer'in 1996 yılında amansız hastalığa yenik düşüp aramızdan ayrılışının tarihi.
Bugün 29 Temmuz: Suat Gürbüzer, benim kalemimde 'bin yıllık sevda', Karşıyakalıların yüreğinde unutulmazlığın tarihi…
***
Karşıyaka’nın iki efsanesi 19 Temmuz Cuma günü saat 19.12 ‘de Soğukkuyu mezarlığında kabirleri başında anılıyor.