Hayır!..
2/17/2017
Büyüyen futbol ekonomisi...
Tüm ülkelerin federasyonlarının ve kulüp yönetim yapılarının değişimine yol açtı yıllar yıllar önce...
Büyümeye koşut öngörüleri olan kulüpler ekonomik yapılarını gelişen koşullara göre oluşturdular...
Nasıl, ne zaman ve hangi koşullarda gelişebileceklerini genel kurullarında tartışarak belirlediler; bugün hala aynı duyarlılıkla çalışıyorlar...
Şirketleştiler...
Her geneel kurulda gelirin de, giderin de hesabını net ortaya koyuyorlar...
Zarar olan dönemlerde, nereden kaynaklandığının hesabını soruyorlar. Gerekirse, yatırım olarak gördükleri transferi bile donduruyor, erteliyor...
Kendi yağları ile kavrulmanın yollarını arıyorlar...
Dünya futbolunun patrronları FİFA ve UEFA da, bu büyük ekonominin yönlendirmesini yaparken kabuk değiştirdi...
Denetleme sistemi daha sıkı çalışmaya başladı...
Ortada bir büyük pasta varken...
Kimse en küçük bir payın bile kaçmasını istemediğinden, haksızlığa karşı sıfır toleransla çalışmaya başladılar...
Haksız da sayılmazlar!..
X
"Nereden çıktı şimdi Dünya futbolunun ekonomisi?" diyebilirsiniz...
Soruya soruya yanıt o halde:
"Türk futbolu Dünya'daki gelişmelerden soyutlanabilir mi?.."
X
İzmir'deki yerel gazetelerimizde, internet sitelerinin spor haberlerinde dolaşırken...
Hemen her gün...
İzmir ve Ege kulüplerinin (Türkiye geneli hariç) futbolcu alacakları, geçmiş dönemlerden doğan borçlarını okuyorsanız...
UEFA'nın bu borçlar nedeniyle puan silme cezası yoluna gittiğini görüyorsanız...
İster istemez düşünüyorsunuz...
Dünya nerede, biz ne haldeyiz?..
X
İzmir'de Göztepe ve Altınordu dışında...
Altay, Bucaspor ve Karşıyaka borç ve haciz kıskacında...
Bucaspor'da futbolcular alacakları nedeniyle boykotta...
Sorun salt onların alacakları olsa iyi...
Geçmişte transfer edilmiş ama alacakları ödenmemiş yabancılar, bu kez UEFA yoluyla kapıya dayanıyor...
12 puana kadar varacak puan silinmesi söz konusu olunca...
Yönetim genel kurul kararı alıyor ve "pes" diyor...
Buca Belediye Başkanı Levent Priştina devreye giriyor; yabancılarla anlaşma yolu seçiliyor...
Biraz da boykottaki futbolculara dağıtılacak parayla sorun şimdilik dondurulmaya çalışılıyor!..
X
Aynı sorunlarla Karşıyaka da sezon başında karşılaştı...
Transfer yasağı, kulüp çalışanlarının alacakları, geçmiş dönemlerden alacaklıların gönderdiği hacizler..
Kulüp camiası hesap açtırıp para toplamaya çalıştı...
Karşıyaka Belediyesi, KSK Dİvan Kurulu üyelerinden bazıları dışında kimse görülmedi...
Taraftarlar Karşıyaka çarşıda masa kurup maç bileti bile sattı; çözüm üretilemedi...
Alacaklı futbolcular beklemede...
Her an bir ceza beklentisi yöneticileri yıldırmış durumda!..
X
Altay'ın da yok diğerlerinden farkı...
Genç bir başkan çıktı sezon başında, TFF'nin transfer yasağını kaldırdı da, sezona "yeni solukla" başlayabildiler...
Sonrasında ise kulüp adına ve armasına bile haciz olduğu ortaya çıktı!..
"Büyük Altaylı" olmakla övünen bazıları ortaya çıktı, "buna izin vermeyiz" dedi ve konu şimdilik kapandı..
X
Günübirlik çözümler...
Ve böylelikle kulüp yöneticiliği yaptığı sanısında olanlar...
Sorunlar çözülmüş mü oluyor yani?
X
Kulüplerin böylesi yapılarla yönetilmesinin başlıca sorumlusu hiç kuşkusuz Türkiye Futbol Federasyonu...
Bir oy hesabıyla, koltuğu sağlama almanın derdi olanlar...
FİFA ve UEFA'nın yıllardır yaptığı uyarıları, içeride günübirlik işlemlerle kapatmaya çalışanlar...
Ülkede futbolun gelişim sürecini değiştirecek önlemleri almaktan kaçınıyorlar...
X
Yazık...
Çok yazık...
O kulüplerin 100 yılı aşkın (Buca bunun dışında ama onun da var) tarihleri var...