MENÜ
İzmir 14°
Gündem Çeşme
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
KİMSESİZLER CUMHURİYETİ
Atilla Köprülüoğlu
YAZARLAR
8 Aralık 2018 Cumartesi

KİMSESİZLER CUMHURİYETİ

...Kızlarım, oğullarım var gelecekte, 

her biri vazgeçilmez cihan parçası, 

kaç bin yıllık hasretimin koncası,

gözlerinden gözlerinden öperim, 

bir umudum sende 

anlıyor musun?-AHMED ARİF

 

“Diyarbakır’ın Karaağaç Köyü Kuran 

Kursu’nda can veren altı çocuk; 

tarikat şeyhleri tarafından 

kutsanmış ‘imansız’ bir piyasanın ve 

bu kuralsız piyasada bozdurulmuş 

kör bir inancın kurbanlarıydı. 

Karaağaçlı çocukları; anayasasında yazıldığı 

üzere demokratik, laik ve sosyal bir 

hukuk devleti olması beklenen 

Türkiye Cumhuriyeti’nin diğer 

kimsesizleri izledi: Konya Taşkent’te 

doğalgaz patlamasında yiten on sekiz çocuk, 

Karaman’da tecavüze uğrayan 

on erkek çocuk, Kütahya’da 

bir kolunu kıyma makinesinde bırakan 12 yaşındaki 

Nurettin ve Adıyaman’da 

bir ortaokul pansiyonunda 

ırzına geçilen erkek çocuklar...”

 

‘’ Adana Aladağ’da pansiyon yıkılıyor,

yenisi yapılmıyor. Köylüler çocuklarını 

okula gönderemeyince Aladağ ilçe milli eğitim 

müdürü, ailelere tarikat yurdunu işaret ediyor. 

Çıkan yangında 12 çocuk öldü!..’’

 

***

Yukarıdaki satırlar; 

en üretken gazeteci-yazarlardan,

‘’İnsan hakkı ihlalleri, düşünce ve ifade hürriyeti’’ 

konularında haberleriyle tanınan, 

yirmiye yakın davada yargılanan(!) 

İsmail Saymaz’ın 12. kitabı ‘’Kimsesizler Cumhuriyeti’’nden...

12 Eylül’den itibaren uygulanmaya başlanıp 

AKP iktidarlarında tamamlanan 

neo-liberal ekonomik politikalar sonucu 

Türkiye’de yoksulluk ve yoksunluk, 

tarikat ve cemaatlerin istismar alanına dönüştü.

İsmail Saymaz da kitabında; ‘’tarikat ve cemaatlere 

terk edilen eğitim alanındaki ihmalleri, 

kamu görevlilerinin dinî gruplara 

yol vermesini ve nihayet yoksul aile 

çocuklarının dramını’’ gözler önüne seriyor.

‘’Kimsesizler Cumhuriyeti’’, 

tarikatların “endişelerini” gidermek 

için kaçak eğitim kurumu açmanın ve 

bu kuruluşlarda çalışmanın suç olmaktan 

çıkarılmasının sonuçlarına ışık tutuyor. 

Ölen, sakat kalan, cinsel saldırılarla 

hayatları kararan bu çocukları 

kader kurbanı ilan eden zihniyetin somut 

suç ortaklığını gösteriyor.

Saymaz’a göre; sağlık ve eğitim alanlarında 

özel yatırımlara izin varsa da başat güç; devlet. 

Tarikatlar, buralarda insan kaynağının ve 

kârın bitmeyeceğini gördü. 

Devlet bu alanlardan peyderpey elini çekiyor. 

Yerine, öteden beri bu alanlarda güç biriktirmiş 

tarikatları bırakıyor. 

Eskiden kendilerini “Bir hırka bir lokma” 

diye tarif eden tarikatların yığınla şirkete 

sahip birer holding olduğu, 

ahirete değil bugüne yatırım yaptıkları aşikâr. 

Bu çocuklar, bütün bu yağma ve talanın sonucunda öldü!..

 

***

Kitapta, 

‘’Süleymancılar Nasıl Kurtuldu’’, 

’’Önce Tarikat Kıydı Sonra Adalet’’, 

‘’Okumak İçin Can Verdiler’’, 

‘’Ensar’ın Ardı AKP’’ ve ‘’Ya Devlet Pansiyonu’’

başlıklarıyla bazı yurtların 

tarikatların militan havuzuna dönüştüğü anlatılıyor.

12 Eylül’ün tarikatların önünü 

açması irdeleniyor, FETÖ’nün de eğitimi 

organize şekilde istismarına yer veriliyor.

Diyarbakır, Konya, Kütahya, Adana ve 

Karaman davalarının ayrıntılarda da 

görüldüğü üzere, tarikat ve cemaat kurs ve 

yurtlarının faaliyetleri süresince 

kamu görevlilerince korunduğuna ve 

bu kuruluşların yasadışılıklarına göz 

yumulduğuna dikkat çekiliyor.

Tarikat ve cemaatlerin yoksulluğu 

‘’istismar etmesinin’’ önlenmesi isteniyor.

Devlete ait Kuran kurslarının, 

pansiyonlar ve yurtların tarikat ya da 

cemaat otoritesinde olmasının 

yollarının kapatılması öngörülüyor.

Pansiyon, kurs ve yurtların yönetimlerine 

öğrencilerin ve sendikaların 

katılımının sağlanması öneriliyor.

 

***

‘’Bu dünyadaki tek servet; çocuklardır.

Onlar paradan ve kudretten önemlidir’’ bir 

Al Pacino sözüdür.

Onlar hep gülmeli, acılardan uzak durmalı!

Çocukların güldüğü yerde hayat başlamaz mı?

O çocuklar; Karaman’dan Aladağ’a, 

Diyarbakır’dan Konya’ya, Kütahya’dan 

Adıyaman’a tarikat yurtları ve dini kurslardaki 

ihmal sonucu ölümler, yaralanmalar ve 

cinsel istismar vakalarıyla artık anılmamalı.

Devlet;

toplumun ona verdiği görevi yerine getirmeli,

fakir aileleri tarikat yurtlarına mecbur bırakmamalı. 

‘’Türkiye Cumhuriyeti, 

Atatürk’ün dediği gibi; 

‘’Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar 

memleketi’ değil, ‘kimsesizlerin kimsesi’ olmalıdır!..

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Gündem Çeşme