9. yüzyılın ilk yarısında Fransız ve İngiliz seyyahlar, ‘Orient/Doğu’ olarak tanımladıkları coğrafyanın bilinmeyen bölgelerini keşfetmeye başladılar.
Sonra da keşifler sonucu oryantal resimler peşpeşe ortaya çıkmaya başladı.
Dönemin öncü gezgin ressamları arasında, farklı yıllarda Türkiye, Filistin, Suriye, Fas ve Mısır’ın da aralarında bulunduğu bölgeye seyahat eden İngiliz Ressam William Holman Hunt da alır.
Oryantalist ressamlar arasında en ünlüsüdür diyebiliriz Hunt'a...
****
Hunt'ın literatürde en önemli tablolarından biri de "Kainatın Işığı " adını verdiği eseridir.
Bir bahçeyi tasvir eder bu tablo...
Tabloda geceleyin elindeki fenerle bahçede duran bir bilgeye benzeyen bir adam da resmedilmiştir.
****
Londra Kraliyet Akademisinde sergilenmektedir
"Kainatın Işığı "...
Tabloda; bilge serbest kalan eliyle bir kapıya vuruyor ve içerden yanıt bekler gibi görünmektedir.
Tabloyu dikkatle inceleyen bir sanat eleştirmeni Hunt'a dönerek;
"Güzel bir tablo doğrusu.
Ancak anlamını çözemediğim bir detaya takıldım Üstat.
Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı?
Ona tokmak takmasını unutmuşsunuz da!"
****
Ünlü ressam edayla gülümser, şu yanıtı verir;
"O adam alelâde
bir kapıya vurmuyor ki.
Kapı, insan kalbini temsil ediyor tablomda.
Sadece içeriden açılabildiğinden
tokmağa ihtiyaç yoktur!.."
****
Dünya Şairimiz Nazım Baba der ki;
"Selamlamaya geldim sizi yeryüzü umutları adına,
bedava ekmek ve bedava karanfil adına
mutlu emeklerde mutlu dinlenmeler adına
'Yarin yanağından gayrı her yerde her şeyde hep beraber'
diyebilmek adına
evlerin
yurtların
dünyaların
ve kosmosun kardeşliği adına..."
Dostlar;
Bu dünyada...
Her şey insanca olmalı.
Sevmek de, yaşamak da, ölmek de...
İşte Kafka;
“Her zaman sevdiklerinizle yürüyün, yanınızda olmasalar bile...”
****
Umudumuzu...
İnancımızı yitirmeyelim. Taze tutmaya devam edelim.
Aslolan hayattır!..
Bir kez daha...
Bin kez daha;
"Eyvallah yediveren hayata
Eyvallah tükenmeyen dostluklara..."
İnanın;
Kainatın ışığı, karanlığı yenecek!..