24 Ocak 1997 tarihli Cumhuriyet Gazetesi manşeti;
“Çeteleri yıllar önce ortaya çıkaran Uğur Mumcu’yu,
öldürülüşünün 4. yılında anıyoruz.
DAHA ÇOK ÖZLÜYORUZ.”
O gün,
Ankara’da evinin önünde yapılan
anma töreninin dışında İzmir’de ve İstanbul’da
inlerce kişinin katıldığı yürüyüşlere katılanlar
“Uğurlar ölmez”, “Türkiye laiktir, laik kalacak”,
“Katiller bulunsun, hesap sorulsun”,
“Uğurlar burada, çeteler nerede”, sloganları attılar.
TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu’nun
MİT’ten Mumcu Suikastı ile ilgili bilgi belge istemine
gönderilen yanıtta, "teşkilatın elinde Uğur Mumcu cinayetiyle
ilgili hiçbir belge olmadığını" belirtilmişti.
Yıllar geçti, Cumhurbaşkanı, başbakanlar, bakanlar savcılar değişti.
İslami Hareket, İslami Büyük Doğu Akıncılar, İBDA-C, PKK,
Kontrgerilla, MİT, İran Hizbullahı,Almanya,
CIA, MOSSAD ve mafya için ‘’fail olabilir’’
dendi ama bir adım ilerleme kaydedilmedi.
Suikast iddiaları; mafyadan
yolsuzluğa, eroin ve silah kaçakçılığından Papa Suikastı’na,
PKK-MİT ilişkisinden "ASALA-Rabıta" ilişkisine kadar değişmişti.
2012 yılında Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve
Uğur Mumcu cinayetlerinin faili olduğu iddia edilen
bazı kişilere ceza verildi ama eşi Güldal, çocukları
Özgür ve Özge Mumcu 25 yıldır büyük bir sabırla,
hala cinayetin aydınlatılmasını beklemekte!..
***
Uğur Mumcu...
Araştırmacı Gazeteciliğin soylu ismi Uğur Mumcu!
Kalpaksız kuvvacı!..
Güneşli günler görme, beyaz türküler söyleme
yolunda kavga verenlerin…
Aydınlık bir ülke yaratmak isteyenlerin…
Hiçbir zaman af dilemeyenlerin, yenilmeyenlerin…
Dövülen, vurulan, asılanların sesiydi!
Çabasıydı;
‘’Kurtuluş Savaşı’mızda emperyalizme
karşı dalgalandırılan bayrağımızı dik tutabilmek!’’
Korku nedir bilmeyen, içi titremeyen bir yurtseverdi…
"Ben
Cumhuriyetçiyim.
Ben lâikim.
Ben antiemperyalistim.
Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım.
Ben insan hakları savunucuyum.
Ben, terörün karşısındayım.
Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım." diye haykırandı köşesi "Gözlem''den...
Ölüme meydan okuyan bir yiğitti…
Gönüllerde yer edendi!
Binlerce yıl yaşamaya değer bir güzelliği bırakandı.
Onurlu, güzel ve pırıl pırıl bir yaşamın simgesiydi..
Sol meme altında yürek adı verilen et parçası
çarpana dek de adı unutulmayacaktır!
Yolunu kesenlerle de mutlaka hesaplaşacaktır!
***
Evet bugün hüzün var; yüreğimizin bir yerlerinde!..
Vedat Türkali’nin 65 yıl önceki
dizeleriyle anıyorum "Yiğidim Aslanım’'ı:
‘’bütün beklediklerimiz,
vaktinde alev alev
duman duman yükselecektir,
sudan topraktan ateşten denizden,
şimdi yasaklanmış türkülerimizi,
yürekler dolusu
söyleyerek,
dünyaya kocaman selâmlar
göndereceğimiz günler gelecektir,
apaydın bir dünyada,
apaydınlık Türkiye’mizden.’’
#UğurMumcu
#22Ağustos1942