Hasan Tahsinler nerede?
Yıllardır Pasaport’ta inerek, Konak’taki Demokrat İzmir Gazetesi’ne yürüyen Attilâ İlhan’a eşlik etmektedir kulunuz.
O yıllar gazetenin genel yayın müdürlüğünü yapan Attila İlhan, bere, kaşkol, gözlük vitrinini, güneşe rağmen kolundan eksik etmediği şemsiyesi ile bütünlemektedir.
Yol boyu her gün bir başka konu üzerinde konuşulmaktadır. O ilk yaz sabahı konuşulan Hasan Tahsin’dir.
Bir gün sonra bugünlerde Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü olan yerde bulunan İ.T.İ.A.’de Hasan Tahsin üzerine konferansı vardı Attila İlhan’ın.
Gazeteye gelene dek Kuvva-i Milliye’den Hasan Tahsin’e, Ulusal Kurtuluş Savaşı direnişçilerinden Mustafa Kemal üzerinedir, Attilâ İlhan ile söyleşimiz.
Ertesi gün öğretim üyeleri ve öğrenciler karşısında saatler boyu konuşur Attilâ İlhan hem de hiçbir yazılı nota dayanmadan.
Edebiyat dünyasının “kaptan”ı o gün, bir sosyolog, bir siyaset bilimci, bir tarihçi ama en önemlisi müthiş bir gazetecidir.
Ya dinleyenler?
Onlar da birer Hasan Tahsin’dir artık.
Bir resim, bir şiir, bir militan gibi Hasan Tahsin.
Yaşanılan yaklaşık 40 yıl öncesidir.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın, ilk kurşununu atan Hasan Tahsin’in evlatları, zindanlara düşme pahasına da olsa özgür basın, özgür Türkiye mücadelesi vermektedir.
Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin, boyun eğeceksen gazeteciyim demeyeceksin sloganıyla varolma mücadelesi verenler, o gün Attilâ İlhan, "Hasan Tahsinler nerede" diye sorduğunda “işte burada” diye haykıranlardı.