“Bugün sana ya bir ev satın alacağım, ya da yasımı tutacaksın…”
Kızkardeşi Angelita’ya böyle der El Cordebes “Yasımı Tutacaksın” da…
Arenaya ilk çıkışında kızkardeşine verdiği sözü yerine getirememenin karşıtı ancak ölümdür El Cordebes’e göre…
Ezilmişliğe karşı başkaldırışın arenalarda bir simgesidir El Cordebes…
“Başlangıçla sonuç arasında kazanmak veya ölmekten başka bir sonuç yoktur” arenaların tanrısı olacak genç boğa güreşçisi için…
Ve kazanmıştır El Cordebes…
Direnci ile, onuru ile, döğüşçülüğü ile kazanmıştır!
Ezilmişliğe başkaldırışın güzelliği ile kazanmıştır!
Kazanmak ile yitirmek arasında bir umutsuzluğa, karamsarlığa, hem de ölümü göze alarak, hiç bir zaman düşmemiştir arenaların bu yiğit, bu korkusuz insanı…
Eğer ki, yüreğinin bir yerinde bir şeyler çarpıyorsa sevgi, doğruluk, iyilik, güzellik adına…
Ve eğer ki, omuzlarının üzerindeki kafatası adı altında verilen kemik kutusunun içinde beyin taşıyor, umutsuzluğa düşmüyor, bayrağı yere düşürmüyor, kavgada safından kopmuyorsa insan; ben onu bilir, onu söylerim;
“O insan, o insanlar; birer El Cordebes’tir!”
Üstelik Ahmed Arif’in dizelerindeki gibi “dört yanım puşt zulası” iken ve de Nâzım Baba’nın dediği gibi, “bir ağaç gibi tek ve hür” yaşama bilincindeysek...
****
Kemal Tahir, "İnsana ihtiyacım vardı. Birisine...Benimle beraber ağlayacak birisine değil, tutunacak birisine..."der.
"Yarınımızın ne olacağını bilmiyorduk, Gene bilmiyoruz, ama bir umut bu çocuk, Umutsuzluğumuzun umudu." yazmıştır Melih Cevdet Anday.
Sabahattin Ali haykırır;
"Bende hiç tükenmez bir hayat vardı. Kırlara yayılan bir ilkbahar gibi!"
Bob Marley'in konserlerinde slogandır, "Sevgi bizi karanlıkta bırakmaz, karanlıkta doğmak zorunda ışık."
****
Bugün Pazar...
Yüreğim pır pır bugün dostlarım...
Sevgiyle, umutla, içtenlikle, hoşgörüyla, yüreğimizin nakışı şiirlerle, mavi türkülerle hayatı paylaşmak...
Hayatı paylaşmak adına,
insan gibi yaşamak boynumuza borçtur!