Türküler vardır, insanı sarsan, türküler vardır insanı
yürekten vuran, türküler vardır güzel mi güzel.
Ve çocuklar vardır türkülerden güzel...
Ve çocuklar ki bizim yediveren güllerimizdir.
Ve o çocuklardır ki, bizim candamarlarımızdır.
Ve o çocuklardır ki, en güzel en doğru, en iyi yetiştirmek zorundayız.
Ve o çocuklardır ki oya gibi işlemek güzelliklerini algılamak gerekir.
Hiç bir gün oya gibi işlememişiz, güzelliklerini algılamamışızdır.
Ve nasıl türkü dinlemenin güzelliğini yaşamamışsak, türkülerden de güzel çocuklarımızı yaşatamamışızdır.
Ve o çocuklar ki, her doğanı ile güzeldir ve en güzeli henüz doğmamıştır.
Ve o güzel çocuklara karşın görevlerimizi yerine getirmenin zamanı gelmiş ve de geçmektedir.
Ve o güzel çocuklara eğitim, öğretim, sağlıklı bir yaşam sağlamamız başta gelen görevimizdir.
Ve artık o çocuklara karşı görevlerimizi yerine getirmenin heyecanını duymalı, gerçeği görmeli, kavgasını vermeliyiz.
*****
Bugün 23 Nisan…
Mustafa Kemal ve Yolarkadaşları'nın egemenliği saray saltanatından alıp ulusa geçirmesinin 100. Yılı...
Zorunlu tecrit/izolasyon yüzünden 72.Hariciye Koğuşu’mun balkonuna çıktım.
Babaannemden bana emanet el dikimi bayrağı astım, gururla…
Sonraâ
Sonra da; Nazım Baba’nın şiirinden dizeler okudum coşkuyla
o yürek paremiz çocuklar için:
‘’Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz…’’
*****
SON SÖZ YERİNE;
Ve o çocuklar ki türküdürler...
O çocuklar ki, güzeldirler...
O çocuklar ki yarındırlar, topraklara insan olarak basabilmemiz için o çocukları çocuk gibi yaşatmalıyızdır ki,
EN GÜZEL ÇOCUK DA HENÜZ DOĞMAMIŞTIR!..